Page 16 - İslam Kültür ve Medeniyeti 4. Ünite
P. 16
IV. ÜNİTE
İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE İLİM
İslam dünyasının en batısındaki Endülüs’te de
çok sayıda kütüphane kurulmuştur. Bunların bir
kısmı devlete, diğer kısmı da şahıslara aitti. Devlet
adamları, Kayrevan, İskenderiye, Şam ve Bağdat
gibi ilim merkezlerine kitaptan anlayan memurlar
göndererek satın alınacak veya istinsah edilecek
kitapları tespit ve temin ediyorlardı. XVI. yüzyılda
İslam dünyasındaki herhangi bir özel kütüphane-
de bulunan ortalama kitap sayısı, aynı dönemde
Batı’nın bütün kütüphanelerinde bulunan kitap sa- Köprülü Kütüphanesi İstanbul’da müstakil olarak açılan
ilk kütüphanedir (1661).
yısından çok daha fazlaydı. 30
İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi, bugün yaşayan en büyük el yazması kitap arşividir. Kolek-
siyonunda yer alan kaynak eserleri bulundurması nedeniyle İslam Kültür ve Medeniyetinin biriki-
mini barındırmakta ve dünya kültür mirasına katkı sunmaktadır.
YORUMLAYALIM
“Abbasi devlet adamlarından edib ve şair olan Feth b. Hâkân hem kendi çalışmalarını sürdürmek
ve hem de araştırmacılara yardımcı olabilmek için Sâmerrâ’da Hizânetü’l-Hikme adıyla büyük bir kü-
tüphane kurdurmuştur. Aralarında Harranlı astronomi âlimi Ali b. Yahyâ el-Müneccim’in de bulunduğu
dostlarını bu kütüphanenin zenginleştirilmesiyle görevlendirmiştir. Huneyn b. İshak’ın Arapça, Yunan-
ca, Süryanîce ve Farsça olarak yazılmış ve çoğunluğunu tıp kitaplarının oluşturduğu bir kütüphanesi
mevcuttu. Devlete ait olanların en ünlüsü, kendisi bir kitap aşığı olan II. Hakem tarafından kurulan
saray kütüphanesi idi. O, Kayrevan, İskenderiye, Şam ve Bağdat gibi ilim merkezlerine kitaptan anlayan
memurlar gönderiyordu.”
İsmail E. Erünsal, Osmanlılarda Sahaflık ve Sahaflar, s.38
İslam dünyasında devlet adamı ve özel şahıslarca kurulan kütüphanelerinin kültür ve medeniyete
katkılarını araştırarak yorumlayınız.
3.3. Medrese, Mektep ve Üniversiteler
Medreseler: Bir ilim ve eğitim kurumu olan medrese kavramının ders kökünden türetilmîş
olması, medresenin ilimle olan ilişkisine işaret eder. Medreseler İslam Kültür ve Medeniyetinin en
önemli ve en uzun süre yaşayan eğitim, öğretim ve ilim kurumlarıdır.
Medreseler, Türklerin İslam dünyasına hâkim oldukları dönemin başlangıcında kurulmuştur.
Bir eğitim ve öğretim kurumu olarak Nizamülmülk’ün 1065’te Bağdat’ta kurduğu Nizamiye Med-
resesi, İslam dünyasının diğer medreselerine örneklik teşkil eder.
Medreselerde mantık, belagat, tefsir, hadis, fıkıh, kelam ve tasavvuf, tıp, farmakoloji ve tabiat
ilimleri okutulurdu. Derslerde tartışmaları organize etmekle görevli müderrisler bulunur ve müza-
kereci asistanlar görev yapardı. Nizamiye Medreseleri’nin başmüderrisliğini yapmış olan İmam-ı
Gazali’nin İhyau Ulumi’d-Din adlı eserinde yaptığı müfredat çalışması, ilim dallarının tasnifinde
belirleyici olmuştur.
31
30 İsmail E. Erünsal, Osmanlılarda Sahaflık ve Sahaflar, s.38.
31 Dücane Cündioğlu, Keşf-i Kadim, s. 15.
76