Page 25 - Siyer 4. Ünite
P. 25

Ünıte 4

            Münafıklar cihattan geri kalmak için çeşitli bahaneler ileri sürerlerdi. Özellikle savaş alanların-
            da düzeni bozma girişiminde bulunuyorlardı. Uhud Savaşı’nda Abdullah b. Übey “Muhammed
            bizim sözümüze itibar etmiyor.” bahanesiyle beraberindeki yaklaşık üç yüz kişiyle ordudan ay-
            rılarak Müslümanların ordu düzenini bozmuş, onları müşrikler karşısında yardımsız bırakmıştı.
            Bir yandan Hıristiyan liderlerden destek alırken diğer yandan gizlice Kureyş müşrikleri ve Medi-
            ne Yahudileriyle dostluk antlaşmaları yaptı. Uhud ve Hendek savaşlarında Kureyş müşrikleri ile
            olan ilişkilerini açığa vururken Nadir ile Kurayza Yahudilerini Müslümanlara karşı savaşa teşvik
            etti. Hz. Peygamber, onun Mekkeli müşriklerle yaptığı nifak hareketlerini Hudeybiye Antlaşma-
            sı ile kısmen, Mekke’nin fethiyle ise tamamen etkisiz hâle getirdi. Medine’de birlikte hareket
            ettiği Yahudilerin şehirden sürülmesiyle oradaki faaliyetleri de sona erdi.  89
            Münafıklar uzak yerlerde oturanların Mescid-i Nebi’ye gelemedikleri gerekçesiyle bir mescit
            yaptırmışlardı. Asıl gayeleri, Tebük Seferi dolayısıyla zirveye çıkan nifak için üs olarak kullandık-
            ları bu yeri, daha rahat hareket edebilmek adına merkez hâline getirmekti. Kur’an’da “Mescid-i
            Dırar” olarak geçen bu mekânın meşruiyet kazanması amacıyla da Hz. Peygamber’i namaz kıl-
            dırması için davet etmişlerdi. Tebük Seferi dönüşü Allah (c.c.) , bu mescidin hakikatini resulüne
            haber vererek orada asla namaz kılmamasını emretmesi üzerine Resulullah (s.a.v.)  bu mescidi yık-
            tırarak münafıkların örgütlenmesine fırsat vermemişti. 90

                   AYETLERİN IŞIĞINDA



              “Münafıklar arasında bir de müminlere zarar vermek, hakkı inkâr etmek, müminlerin
              arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resulü’ne karşı savaşmış olan adamı bek-
              lemek için bir mescit kuranlar ve bununla iyilikten başka bir şey istemedik, diye mutlaka
              yemin edecek olanlar da vardır. Hâlbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik
              eder. Onun içinde asla namaz kılma! İlk günden takva üzerine kurulan mescit içinde namaz
              kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizle-
              nenleri sever.”
                                                                                                (Tevbe suresi, 107-108. ayetler.)


            Hz. Peygamber, münafıklara karşı uyguladığı mücadele metoduyla nifak hareketlerini kökün-
            den kurutmaya çalışmış sonunda sayılarını ve etkilerini çok aza indirmiştir. Medine’de kurduğu
            otorite ile nifakın eyleme dönüşmesine fırsat vermemiş, çıkan nifak hareketlerini de kısa sü-
            rede önlemiştir. Ancak Kur’an-ı Kerim’in münafık tanımlamasına giren insanları Resulullah (s.a.v.)
            bu sıfatla damgalamamış, hiç kimseye münafık diye hitap etmemiş ve bunu müminlere de
            yasaklamıştır. Bulunduğu bir mecliste, Mâlik b. Duhşun adlı sahabiyi “O, Allah ve Resulü’nü sev-
            meyen bir münafıktır.” diye itham eden bir kişiyi uyarmış, diliyle Allah’a (c.c.)  inandığını söyleyen
            ve O’nun rızasını dileyen kişiye Allah’ın (c.c.)  cehennemi haram kıldığını söylemiştir.  Çok defa
                                                                                  91
            münafıklara sadece manevi müeyyide uygulamış, onların hukukuna riayet ederek kendilerine
            düşman muamelesi yapmamıştır. Ayrıca nifak problemini İslam toplumunun bir iç meselesi
            olarak değerlendirmiş, siyasi mahiyette başlayan nifakın itikadi hüviyete bürünmemesi için
            azami gayret gösterip münafıkların kendi aralarında giderek kuvvet kazanmasını önlemiştir.
            Resul-i Ekrem’in belirli konularda münafıklara izin vermesini ve suçlarını affetmesinin altında
            Abdullah b. Übey’in çevresinde bulunan kişilerin nifaktan uzaklaştırılması siyaseti yatmaktadır.
            Bununla birlikte Uhud Savaşı’nı terk eden Abdullah b. Übey ve arkadaşları Hamrâü’l-esed Gaz-
            vesi’ne katılmak istediklerinde onlara izin vermemiştir. 92

            89  Buhârî, Meğâzî, 17; İbn Hişâm, C 3, s. 68-70, 199, 226.
            90  bk. Tevbe suresi, 107-110. ayetler; Vâkidî, Meğâzî, C 3, s. 1048-1049.
            91  Buhârî, Et’ime, 15.
            92  H. Ahmet Sezikli, “Münafık”, DİA, C 31, s. 568; Belâzürî, Ensâb, C 1, s. 338-339.



                                                                                          113113
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30