Page 30 - Siyer 4. Ünite
P. 30
SIYER
sonra Mute’ye giderek cihat etmeye karar verdiler. Kendilerinden sayı-
ca üstün olan bir ordu karşısında kahramanca mücadele eden Müslü-
manların komutanları peş peşe şehit oldu. Bunun üzerine İslam sanca-
Derkenar ğını Halid b. Velid aldı. Ordu içinde askerlerin yerlerinde yaptığı taktik-
sel değişiklik ile düşmanı yanıltan Halid’in sonrasında gerçekleştirdiği
Hz. Peygamber Mute Sava- ric’at hareketi İslam ordusunun daha fazla zayiat vermesini önledi.
102
şı’nda şehit olan sahabilerini Hicretin dokuzuncu yılında, Bizans’ın Şam’da büyük bir ordu teçhiz
görevlendirirken şöyle buyur- ettiği ve kendilerine bağlı Arap kabilelerini de yanına almak suretiyle
muştu: “Zeyd b. Hârise ordu- Hicaz topraklarına doğru büyük bir saldırı planladığı bilgisi Medine’ye
nun komutanıdır. Şayet Zeyd ulaştı. Bu haberler üzerine Allah Resulü (s.a.v.) sefer hazırlığı yapılması
öldürülürse Cafer b. Ebi Talib, için emir verdi. Fakat çıkılacak seferin sıcak yaz günleri ile hasat mev-
Cafer öldürülürse Abdullah simine denk gelmesi Müslümanların hem hazırlık hem de iştirakte
b. Revaha komutandır. Eğer zorlanmalarına sebep oldu. Nitekim yaşanan bu sıkıntılar sebebiyle
Abdullah b. Revaha’ya da orduya “Ceyşü’l-usre” yani zorluk ordusu adı verilmişti. 103
bir şey olursa Müslümanlar
aralarından birini komutan Allah Resulü (s.a.v.) sefer hazırlıklarını tamamlayarak otuz bin kişilik bir or-
seçsinler.” duyla harekete geçti. Müslümanlar sıkıntılı bir yolculuğun ardından Te-
bük’e kadar ilerlediler. Ancak burada yirmi gün beklemelerine rağmen
(Vâkidî, Meğâzî, C 2, s. 756.)
ne Rumlardan ne de onlara tabi olan Hıristiyan Araplardan herhangi
birine rastlamadılar. Hz. Peygamber, Halid b. Velid komutasında dört
yüz kişilik bir süvari kuvvetini yakın bir mevkide bulunan Dûmetü’l-cen-
del’deki Hıristiyan Kinde kabilesi üzerine sevk etti. Sonuçta Kinde ve
bölge sakini diğer Araplar, Müslüman hâkimiyetini kabul ederek İslam
devletine tabi oldular.
104
TARİHTEN BİR SAYFA
Hz. Peygamber Gazvetü’l-usre diye isimlendirilen Tebük Seferi için imkânı olan-
lardan sadaka vermelerini istedi. Malının yarısını getiren Hz. Ömer, malının tama-
mını getiren Ebu Bekir (r.a.) için ‘Hayırda ne zaman yarışsak beni geçmiştir.’ dedi. Talha
b. Ubeydullah, Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ubade gibi isimler büyük miktarda bağışta
bulundular. En büyük destek ordunun üçte birinin masraflarını karşılayan Hz. Osman’dan
geldi. Mali bakımdan çok iyi durumda olmayan ancak hayırda yarışmak isteyen insanlar da
orduyu desteklediler. Kadınlar güçleri nispetinde askerleri teçhiz etmek maksadıyla yüzük,
küpe ve bilezikleriyle katkı sağladılar.
(Vâkidî, Meğâzi, C 3, s. 991-992.)
Hz. Peygamber’in gönderdiği davet mektuplarından biri Necran bölgesinde yaşayan Hıristiyan
topluluğa hitaben yazılmıştı. Allah Resulü (s.a.v.) mektubunda onları Müslüman olmaya davet et-
miş, kabul etmezlerse, cizye vermelerini bunu da kabul etmezlerse savaşmak durumunda ka-
lacaklarını bildirmişti. Necranlı Hıristiyanlar bu mektup üzerine daha sonra kalabalık bir heyeti
Medine’ye gönderdiler. Bir ikindi vakti şehre ulaşan Necran heyeti, namazı henüz ikame etmiş
olan Allah Resulü’nün (s.a.v.) bulunduğu Mescid-i Nebi’ye girdi. Kendi ibadetlerini gerçekleştirmek
üzere doğuya yönelen heyeti, bazı sahabiler engellemek istedi. Ancak Hz. Peygamber onların
ibadetlerini yapmalarına müsaade edilmesini emretti. Sonrasında yapılan görüşmelerde İslam
davetini reddeden Necranlı Hıristiyanlar kendi dinlerinde kalarak cizye vermeye razı olduklarını
beyan ettiler.
105
102 Vâkidî, Meğâzî, C 2, s. 760-764; İbn Sa’d, et-Tabakât, C 2, s. 119-121.
103 Belâzürî, Ensâb, C 1, s. 471.
104 Vâkidî, Meğâzî, C 3, s. 1025-1026; İbn Sa’d, et-Tabakât, C 2, s. 150-152.
105 İbn Sa’d, et-Tabakât, C 1, s. 307-308.
118118