Page 20 - Siyer 4. Ünite
P. 20

SIYER

                                                      2.8. Mekke’nin Fethi

                                                      Hudeybiye Antlaşması’na göre Arap kabileleri istedikleri
                                                      tarafla  ittifak  yapabileceklerdi.  Buna  göre  Bekiroğulları
                                                      kabilesi  Mekkelilerle,  Huzâa  kabilesi  ise  Müslümanlarla
                                                      ittifak yapmıştı. Bekiroğulları ile Huzâalılar arasında İslam
                                                      öncesine dayanan bir düşmanlık vardı. Antlaşmanın üze-
                                                      rinden on sekiz ay geçmişti ki Bekiroğullarından bir grup
                                                      Mekke  yakınlarında  bulunan  Huzâalılara  aniden  baskın
                                                      düzenledi. Saldırıya uğrayan Huzâalılar, Mescid-i Haram’a
                                                      sığındılarsa da onları takip eden adamlar haremin hürme-
                                                      tini ihlal ederek kabile reisleri de dâhil olmak üzere yirmi
                                                      üç kişiyi katlettiler. Kureyşliler de saldırı esnasında Bekiro-
                                                      ğullarına silah yardımında bulunmuşlardı. Huzâalıların, bu
                                                      olayı Hz. Peygamber’e bildirmesi üzerine Allah Rasulü (s.a.v.)
                                                      Mekke’ye bir elçi göndererek onlardan ya öldürülenlerin
                                                      diyetlerini vermelerini ya da Bekiroğullarıyla olan ittifakla-
                                                      rından vazgeçmelerini istedi. Aksi hâlde aralarındaki ant-
                   Görsel 4.7: Fetih suresi, 1. ayet  laşmanın geçersiz sayılacağını bildirdi. Mekkeliler ilk önce
                    (Hat: İsmail Hakkı Altunbezer)    Hz. Peygamber’in teklifini kabul etmeyip savaşacaklarını
                                                      bildirdiler. Ancak daha sonra antlaşmayı bozduklarına piş-
                     man olup yenilemek üzere Ebu Süfyan’ı Medine’ye gönderdiler. Ebu Süfyan Hz. Peygamber ile görü-
                     şüp barışın yenilenmesini istediyse de olumlu bir sonuç alamadı. Antlaşmayı tek taraflı yenilediğini
                     ilan ederek Mekke’ye döndü. 71
                     Hudeybiye Antlaşması daha ikinci yılı dolmadan Kureyşliler tarafından bozulmuş ve Mekke’nin
                     Fethi’ne zemin hazırlamıştı. Hz. Peygamber büyük bir gizlilikle sefer hazırlıklarını başlatarak
                     ittifak kurduğu kabilelere haber gönderip sefer için hazırlanmalarını istedi. Hicretin sekizinci yılı
                     Ramazan ayında on bin kişilik bir ordu ile Medine’den çıkan Allah Resulü (s.a.v.) , yolda katılan bir-
                     liklerle on iki bine ulaşan İslam ordusuyla gizlilik içerisinde Mekke yakınlarındaki Merrü’z-zah-
                     rân’da karargâh kurdu. Sonra da ordunun haşmetini müşriklere göstermek için gece binlerce
                     meşale yakılmasını emretti. 72

                     Merru’z-zahrân’a gelinceye kadar İslam ordusundan haberi olmayan Mekkeliler, gözleri kamaştı-
                     ran manzara karşısında şehrin çepeçevre sarıldığını anlayıp korkuya kapıldılar. Ebu Süfyan ve birkaç
                     Mekkeli durumu anlamak maksadıyla Müslümanların karargâhına yaklaştıklarında gözcüler tara-
                     fından yakalanıp Resulullah’ın (s.a.v.)  yanına getirildiler. Ebu Süfyan İslam ordusunun azametini gör-
                     dükten sonra Mekke’nin tesliminden başka çare olmadığını anlayarak gönülsüz de olsa Müslüman
                     olduğunu açıkladı. Bunun üzerine Allah Rasulü (s.a.v.)  onu taltif etmek ve kalbini İslam’a ısındırmak
                     için Mekke halkının emniyette olacağı yerleri sayarken Ebu Süfyan’ın evini de zikretmiş “Kim ki
                     Mescid-i Haram’a girerse emniyettedir. Kim ki evinden dışarı çıkmazsa emniyettedir. Kim ki Ebu
                     Süfyan’ın evine sığınırsa o da emniyettedir!” buyurmuştu. 73
                     Ebu Süfyan, Mekke’ye döner dönmez Kureyşlilere Hz. Peygamber’in sözlerini ileterek Müslü-
                     manlara karşı koymanın imkânsız olduğunu, şehir halkının teslim olmaktan başka bir çaresi
                     olmadığını bildirdi. Müşriklerin ileri gelenlerinden birkaçı savaşmak için halkı kışkırtmaya çalış-
                     tıysa da çoğunluk evlerine çekildi. Bazıları ise Mescid-i Haram’a ve Ebu Süfyan’ın evine sığındı.
                     Rasulullah (s.a.v.)  hazırlıklar tamamlanınca Zî Tuvâ denilen yerde ordusunu Halid b. Velid, Zübeyr
                     b. Avvam, Sa’d b. Ubade ve Ebu Ubeyde b. Cerrah komutasında dört kola ayırıp her birinin Mek-
                     ke’ye gireceği yerleri tayin etti. Ardında da “Sakın savaşa girmeyin, saldırıya uğrayıp mecbur
                     kalmadıkça kan dökmeyin...” emrini verdi. 74
                     71  Vâkıdî, Meğâzî, C 2, s. 783-795; İbn Hişâm, es-Sîre, C 4, s. 31-39.
                     72  Buhârî, Meğâzî, 48; İbn Hişâm, es-Sîre, C 4, s. 44.
                     73  Ebu Dâvûd, Harac ve’l-imâre, 24-25; Vâkıdî, Meğâzî, C 2, s. 818-820.
                     74  Buhârî, Meğâzî, 48; Vâkıdî, Meğâzî, C 2, s. 823-825; İbn Hişâm, es-Sîre, C 4, s. 47.



                   108108
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25