Page 21 - Siyer 4. Ünite
P. 21

Ünıte 4

            Halid b. Velid’in Mekke’ye girdiği yerde olan küçük bir çatışma dışında İslam ordusu hiçbir mu-
            kavemetle karşılaşmadan şehre girdi. Kan dökülmeden Mekke’yi fethetmek Allah Rasulü’nü (s.a.v.)
            oldukça memnun etmişti. Hz. Peygamber, sekiz yıl önce gizlice ayrılmak zorunda kaldığı Mekke’ye
            büyük bir ihtişamla girerken Fetih suresini okuyordu. Ashâbıyla birlikte Kâbe’yi tavaf etti. Ardın-
            dan “Hak geldi, batıl yok oldu!..”  ayetini okuyarak Kâbe’yi putlardan temizledikten sonra orada
                                       75
            namaz kıldı. Böylece Kâbe yıllar sonra asli hüviyetine
            kavuşarak tevhid inancının merkezi hâline geldi. 76
            Allah  Resulü (s.a.v.) ,  Kâbe  etrafında  toplanıp  merak  ve
            endişe içerisinde haklarında verilecek kararı bekleyen
            Mekkeliler  için  “(Resulüm!)  Sen  af  yolunu  tut,  iyili-
            ği emret ve cahillerden yüz çevir.”  emri gereğince
                                          77
            umumi af ilan etti. Aralarında Ebu Cehil’in oğlu İkrime,
            Ebu Süfyan’ın eşi Hind, Hz. Hamza’yı şehit eden Vahşi
            olmak  üzere  Müslümanlara  yaptıkları  işkencelerden
            dolayı öldürülmesi emredilen birçok kişi de affedildi.    Görsel 4.8: A’râf suresi, 199. ayet
                                                        78
            Hz. Peygamber, Attâb b. Esîd’i Mekke valiliğine, Muaz      (Hat: Mehmet Özçay)
            b. Cebel’i de yeni Müslüman olan Mekkelilere Kur’an’ı ve dinî esasları öğretmekle görevlendirdi.
            “Fetihten sonra hicret yoktur.” sözüyle hicretin artık sona erdiğini bildirdi. 79

                   DEĞERLENDİRELİM



               Mekke’nin Fethi’nin İslam’ın yayılmasına etkisini değerlendiriniz.


            2.9. Huneyn Gazvesi

            Taif çevresinde yaşayan Hevazin ve Sakif kabileleri, Mekke’nin fethiyle Hz. Muhammed’in (s.a.v.)
            üzerlerine gelmesine fırsat vermeden Müslümanlara ani bir saldırı düzenlemeye karar verdiler.
            Civardaki bazı kabilelerin de katılmasıyla Malik b. Avf komutasında yirmi bin kişilik bir ordu
            hazırladırlar. Askerleri cesaretlendirmek ve savaş alanından kaçmalarını engellemek için kadın,
            çocuk ve hayvanlarını da dâhil ettikleri orduyla Huneyn’de karargâh kurdular. 80
            Allah Resulü (s.a.v.) , Hevazin ve Sakiflilerin büyük bir ordu topladıklarını haber alınca, hicretin sekizinci
            yılında on iki bin kişilik ordusuyla Mekke’den düşmanın toplandığı mevkiye doğru hareket etti. Or-
            dunun iki binini Mekkeliler teşkil ediyordu. Ayrıca Kureyş’in ileri gelenlerinden seksen kadar müşrik
            de hangi tarafın galip geleceğini bizzat görmek ve elde edilen ganimetten istifade amacıyla orduya
            katılmıştı. İlk kez böyle bir güce ulaşan Müslümanlar böyle bir ordunun asla yenilmeyeceğine dair
            düşüncelerini dile getirdiler. Hz. Peygamber, bu duyduklarından hoşlanmadığını tavırlarıyla belli etti.
            Hâlbuki Müslümanlar, Allah’ın yardımıyla birçok kez az bir kuvvetle kendilerinden hem sayıca hem
            de silahça kat kat üstün bulunan birçok kalabalığı mağlup etmişlerdi. Allah Resulü (s.a.v.)  ordusuyla Hu-
            neyn’e vardığında düşman askerleri vadinin iki tarafında pusu kurmuş Müslümanları bekliyorlardı.
            Seher vakti, düşmanın varlığından habersiz Halid b. Velid’in komutasındaki öncü birlikleri vadide
            ilerlerken ansızın düşman oklarına hedef oldu. Neye uğradıklarını anlamayan Müslümanlar, geri çe-
            kilmek zorunda kaldılar. Öncü kuvvetlerin geri çekilmesi İslam ordusunun dağılmasına neden oldu.
            Hz. Peygamber, kaçışan Müslümanlara, “Ey insanlar! Nereye gidiyorsunuz? Bana doğru geliniz! Ben,
            Allah’ın Resulüyüm! Ben, Muhammed b. Abdullah’ım!” diye sesleniyordu.  81
            75  İsrâ suresi, 81. ayet.
            76  Müslim, Cihad ve’s-siyer, 87; Vâkıdî, Meğâzî, C 2, s. 825-830.
            77  A’râf suresi, 199. ayet.
            78  İbn Hişâm, es-Sîre, C 4, s. 54-55; İbn Sa’d, et-Tabakât, C 2, s. 136-137.
            79  Buhârî, Meğâzî, 53; İbn Hişâm, es-Sîre, C 4, s. 143.
            80  Vâkıdî, Meğâzî, C 2, s. 885-889; İbn Hişâm, es-Sîre, C 4, s. 80-82.
            81  İbn Hişâm, es-Sîre, C 4, s. 83-86.


                                                                                          109109
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26