Page 17 - Siyer 4. Ünite
P. 17

Ünıte 4

            O güne kadar Hicaz’da bir araya getirilen en büyük ordunun Müslümanların önünde diz çökmesi
            Kur’an’da şöyle haber verilmektedir: “Allah, o inkâr edenleri hiçbir fayda elde edemeden öfke-
            leri ile geri çevirdi. Allah (ın yardımı) savaşta müminlere yetti. Allah güçlüdür, mutlak galiptir.”
                                                                                          58
            Hendek Savaşı bir dönüm noktasıdır. Resulullah (s.a.v.)  “Kureyş bir daha size saldırmaya cesaret ede-
            meyecektir fakat siz onlarla savaşacaksınız.”  buyurarak Müslümanların bundan sonra savunma-
                                                59
            da değil de taarruzda bulunacağına işaret etmiştir.
            2.7. Hudeybiye Antlaşması
            Medine’de geçen altı yıl içerisinde müşriklerle yapılan
            mücadelelerden başarı ile çıkılmış ve Medine’nin iç gü-
            venliği sağlanmıştı. Allah Resulü (s.a.v.)  Müslümanların lehine
            gerçekleşen bu ortamdan istifade etmek için haram aylar-
            dan olan Zilkâde ayında Mekke’yi ziyaret etmeye niyet etti.
            Kâbe’yi ziyaret maksadıyla yola çıktıklarının bir göstergesi
            olarak ashâbına yolcu kılıcından başka bir silah almamala-
            rını emretti. Yanlarında götürülmek üzere kurbanlık olarak
            yetmiş deve hazırlattı. Nümeyle b. Abdullah’ı şehri idare
            etmek üzere vekil bırakan Hz. Peygamber, silahsız bir şekil-
            de bin dört yüz sahabiyle Mekke’ye doğru yola çıktı. Kafile-
            de biri Hz. Peygamberin eşi Ümmü Seleme  olmak üzere
                                               (r.a.)
            dört de kadın sahabi vardı. 60
            Hz. Ömer ve ensarın ileri gelenlerinden Sa’d b. Ubade’nin   Görsel 4.6: Hudeybiye mevkisinin
            kendileriyle savaş hâlinde oldukları bir topluluğa karşı her-  günümüzdeki görüntüsü
            hangi bir askerî teçhizat almadan gitmelerinin doğru ol-
            madığını söyleyerek endişelerini belirtmeleri üzerine  “Ben umreye niyetlenmişken yanımda silah
            taşımak istemem!” buyuran Allah Resulü (s.a.v.)  niyetinin savaş değil barış olduğunu vurgulamıştı.  61
            Medine’ye 10 km mesafedeki mikat mahalli olan Zülhuleyfe’de konaklayan Peygamberimiz (s.a.v.) ,
            umre yapmak maksadıyla yola çıktıklarını müşriklere haber vermesi için Huzâa kabilesinden Büsr b.
            Süfyân’ı Mekke’ye gönderdi. Hz. Peygamber ve ashâbı ihrama girip umreye niyet ederek “Lebbeyk!
            Allahümme lebbeyk! Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk! İnnel hamde ve’n-nimete leke ve’l-mülke lâ
            şerîke lek.” diyerek yüksek sesle telbiye getirmeye başladılar. Zülhuleyfe’den devam ederek Ebvâ’ya
            gelen Allah Resulü (s.a.v.) , burada annesi Âmine’nin kabrini ziyaret etti. Daha sonra Mekke’ye 12 km
            uzaklıktaki Hudeybiye’de konakladı. Hz. Muhammed’in (s.a.v.)  kalabalık bir toplulukla Mekke’ye gel-
            mekte olduklarını öğrenen Müşrikler onları şehre sokmama kararı almışlardı. Bunun için de Halid b.
            Velid kumandasında iki yüz kişilik bir süvari birliğini Müslümanları engellemek üzere Gamim denilen
            yere göndermişlerdi. Savaş hâlinde oldukları düşmanlarına bile haram aylarda Kâbe’yi tavaf etme
            izni veren Müşriklerin Müslümanlara olan tavrı Allah Resulü’nü (s.a.v.)  fazlasıyla üzdü. 62
            Müslümanlarla Mekkeliler arasındaki sorunu çözmek için elçiler gidip gelmeye başladı. Hz. Peygam-
            berelçilere sadece Kâbe’yi ziyaret etmek istediklerini iletiyor, müşrikler ise Mekke’ye girmelerine

            asla müsaade etmeyeceklerini söylüyorlardı. Peygamberimiz (s.a.v.)  tıkanan görüşmeleri çözmesi için
            nüfuzlu bir kabileye mensup olan Hz. Osman’ı gönderdi. Kureyş’in ileri gelenleri Hz. Osman’a bu
            ziyarete izin vermeyeceklerini ancak isterse kendisinin Kâbe’yi tavaf edebileceğini söylediler. Hz.
            Osman’ın Resulullah (s.a.v.)  tavaf etmedikçe kendisinin de tavaf etmeyeceğini belirtmesi üzerine Ku-
            reyşliler onu hapsettiler. Hz. Osman’ın dönmesi gecikince müşrikler tarafından öldürülmüş olaca-
            ğından endişelenen Peygamber Efendimiz müşriklerle savaşmadan oradan ayrılmayacaklarına dair
            ashâbından biat aldı.Bu ahitleşmeye, altında yapılan ağaca nispetle “Rıdvan Biatı” adı verildi.
                                                                                       63

            58  Ahzâb, 25. ayet.
            59  Buhârî, Meğâzî, 29; İbn Hişâm, es-Sîre, C 3, s. 266.
            60  İbn Hişâm, es-Sîre, C 3, s. 321-322; İbn Sa’d, et-Tabakât, C 2, s. 91.
            61  Vâkıdî, Meğâzî, C 2, s. 573.
            62  Buhârî, Meğâzî, 35; Vâkıdî, Meğâzî, C 2, s. 572-600.
            63  Buhârî, Fedâilü Ashâbi’n-Nebî, 7; İbn Hişâm, es-Sîre, C 3, s. 329.



                                                                                          105105
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22