Page 13 - Siyer 4. Ünite
P. 13
Ünıte 4
Resulullah (s.a.v.) , üç bin kişinin hazır bulunduğu müşrik ordusunun karşısına yedi yüz kişilik ordu-
suyla çıkmaya hazırlanıyordu. Peygamber Efendimiz, ordusuna cihadın önemi hakkında yaptı-
ğı konuşmasında sabırlı olmaları durumunda Allah’ın (c.c.) kendilerine zafer vereceğini söyledi.
Ardından ordusuyla birlikte cuma günü Uhud’a doğru hareket etti. Geceyi Şeyhayn’da geçiren
İslam ordusu cumartesi günü Uhud Dağı’na ulaştı. Hz. Peygamber Ayneyn Tepesi’ni soluna,
dağı arkasına alacak şekilde ordusunu konuşlandırdı.
Resulullah (s.a.v.) ordunun sağ ve sol kanatlarına, öndekilere ve arkadakilere kumandanlar tayin
etti. En büyük sancağı Mus’ab b. Umeyr’e teslim etti. Evs kabilesinin sancağını Üseyd b. Hudayr’a,
Hazrec’in sancağını ise Sa’d b. Hubab’a verdi. Ordunun arkasından olası bir baskını engellemek
için Abdullah b. Cübeyr’in emrindeki elli okçuyu Ayneyn Tepesi’ne yerleştirdi ve savaşın gidişatı
ne yönde olursa olsun yerlerini terk etmemelerini kesin bir dille emretti.
İslam ordusunun
Müşrik karargâhı
ordusunun
karargâhı
Uhud Dağı
Halid b. Velid
Okçular komutasındaki
(Ayneyn) Tepesi birliğin saldırı yönü
Harita 4.1: Uhud Savaşı krokisi
Hicretin üçüncü yılında 15 Şevval (Mart 625) günü iki ordu savaşa başladı. Savaşın ilk aşamasın-
da Resulullah’ın (s.a.v.) aldığı tedbirler sonucunda Müslümanlar düşman ordusunu püskürtmeyi
başardı. Müşrikler kaçmaya başladı. Düşmanın tamamen bozguna uğradığı düşüncesiyle okçu-
lar ganimet toplama arzusuyla mevzilerini terk etti. Oysa bu konuda Hz. Peygamber’in kesin
talimatı vardı. Emre itaatsizlik savaşın seyrini bütünüyle değiştirdi. Halid b. Velid komutasındaki
müşrik süvari birliği arkadan dolaşarak Ayneyn Tepesi’nde kalan Abdullah b. Cübeyr ve onunla
kalan az sayıdaki Müslüman okçuyu şehit etti. Kaçan müşriklerin de geri dönmesiyle Müslü-
manlar iki ateş arasında kaldı. İki ordu arasında çetin çarpışmalar oldu. Savaşın bu safhasında
Hz. Hamza, Mus’ab b. Umeyr, Abdullah b. Cahş gibi birbirinden değerli sahabilerin yer aldığı
yetmiş Müslüman şehit düştü. Savaşta Resulullah (s.a.v.) da yüzünden yaralanmış ve dişi kırılmıştı.
Yoğun mücadelenin sonrasında Uhud Dağı’nın eteğinde Müslümanlar Hz. Peygamber’in et-
rafında toplandı. Bedir’in intikamını aldığına inanan müşriklerin de Ebu Süfyan’ın çevresinde
toplanmasıyla savaş herhangi bir tarafın diğerine kesin bir üstünlüğünden söz edilemeyecek
şekilde nihayet buldu.
Ebu Süfyan, yüksek bir yere çıkıp sırasıyla aralarında Hz. Peygamber, Hz. Ebu Bekir ve Hz.
Ömer’in olup olmadıklarını sordu. Cevap alamayınca da Bedir’in intikamını aldıklarını düşün-
dü. Bunun üzerine hayatta olduklarını bildiren Hz. Ömer “Hiçbir zaman Bedir ile Uhud bir değil-
dir. Bizim ölülerimiz cennette sizin ölüleriniz ise cehennemdedir.” dedi. Ebu Süfyan bir sonraki
yıl yeniden Müslümanları savaşa çağırarak ordusuyla uzaklaştı.
42
42 Buhârî, Meğâzî, 17; Vâkıdî, Meğâzî, C 1, s. 203-204.
101101