Page 13 - Hüsnihat 1. Ünite
P. 13

HÜSN-İ HAT SANATININ TANIMI VE GELİŞİMİ


                        ASIRLAR BOYU ÖRNEK OLDU


                     Mehmed    Şevkî    Efendi      (1829–1887):  Kastamonuludur.  Dayısı  Hulusî
                  Efendi’den sülüs ve nesih hattını meşk ederek  12 yaşında icazet almıştır. Dayısı ve
                  hocası Hulusî Efendi ona, “Oğlum artık yazıda her yönüyle beni geçtin. Sen biraz
                  da zamanımızın büyük hattatlarından Kazasker Mustafa İzzet Efendi’ye yazdıklarını
                  göstersen  iyi  olur.”  deyince  Mehmed  Şevkî  ona,  “Hocam,  ben  senden  başka
                  hocaya gitmem!” deyince hocası çok etkilenmiş ve Mehmed Şevkî’ye  hayır duâlar
                  etmiştir. Mehmed Şevkî Efendi sülüs ve nesih yazısını kendi kendine ilerleterek ve
                  Hz.  Peygamberimiz’in  (s.a.v.)  himmetiyle  1860’lı  yıllardan  sonra  kendi  ekolünün
                  sahibi  olmuştur.  Zamanının  meşhur  hattatlarının  takdirini  kazanmış,  aşılamayan
                  bir üslub olarak günümüze kadar da üstat kabul edilmiştir. Bugün bile hâla onun
                  sülüs ve nesih meşk murakka’ı hat meşkinde talebeler tarafından örnek olarak
                  kullanılmaktadır. Mushaf-ı Şerîf ve başka pek çok değerli eser bırakmıştır. Filibeli
                  Bakkal Ârif Efendi ve Fehmi Efendi en meşhur talebeleridir.






          nesihi Mustafa Vâsıf Efendi’den, ta’lik sanatını Yesârîzâde’den öğrenerek mezun olmuştur.
          Mustafa İzzet Efendi’nin, Ayasofya Camii’nde 7,5 m çapında büyük, dairevî celî sülüs çehâr-ı
          yâr levhaları, İstanbul Hırka-i Şerîf Camii’nde, Bursa Ulu Camii’nde ve pek çok yerde ya-
          zıları vardır. Harf inkılabından önce matbaalarda kullanılan harfler onun eseridir. 11 adet
          Mushaf-ı Şerif, 200’den fazla hilye-i işerîfe ve başka pek çok eser yazmıştır. Sarayda şehzade-
          lere hat hocalığı yapmıştır. Kur’an yazmakla meşhur Hasan Rızâ ve Kayışzâde Hâfız Osman
          talebeleridir.





                      Kur’an yazmakla meşhur iki büyük hattat:

                     1- Kayışzâde Hâfız Osman Efendi (ö.1894): Burdurludur. Büyük Hâfız Osman
                  ile karıştırılmaması için Kayışzâde lakâbı ile tanınmıştır. Kayışzâde Hâfız Osman,
                  Kur’an yazma sanatında ve nesih yazısının güzelleşmesinde büyük hüner gös-
                  termiştir. Bilhassa günümüze kadar çok defa basılarak İslam dünyasına yayılan,
                  ayet berkenâr tertîbi ile yazdığı Mushaflar sebebiyle büyük bir şöhrete ulaşmıştır.
                  Hayatını Mushaf yazmakla geçirmiş,  106 tane Mushaf yazmış,  107’nci Mushafı
                  yazarken vefat etmiştir.
                     2- Hasan Rızâ Efendi (1849–1920): Üsküdarlıdır. Şöhreti sülüs ve nesih sa-
                  hasındadır. Bilhassa Mushaf kitâbetinde çığır açmıştır. Yazdığı  19 adet Mushaf-ı
                  Şerîf eserlerinin başında gelir. Basılmak üzere yazdığı Mushaflarının açık, okunak-
                  lı, ayet berkenâr olması, yazısının güzelliği yanında okutma işaretlerinin yerli ye-
                  rinde konmuş olması Hasan Rızâ hattının diğer matbû Mushaflara tercihine sebep
                  olmuştur.





                                                       21
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18