Page 12 - Hüsnihat 1. Ünite
P. 12

1. ÜNİTE


           O zamana kadar düz kesilen kamış kalemin ağzını ilk defa eğri olarak kesmiş ve eği-
          mini  arttırmış,  böylece  bütün  yazı  çeşitlerine  büyük  bir  zerafet  kazandırmıştır.  Yakut
          el-Musta’sımî’nin yetiştirdiği talebelerinin Anadolu’ya gelip hat sanatını öğretmeleriyle
          Fatih Sultan Mehmet döneminde  Amasya’da geniş bir hat muhiti ve mektebi doğmaya
          başlamıştır.

             Ahmed Karahisarî Efendi (1468–1556): Afyonkarahisarlıdır. Hat çevrelerinde ve hattat-
          lar tarihindeki ünvanı “Şemsü’l Hat”dır. Yakut ekolü hattatlarından Esedullah-i Kirmânî’den
          meşk etmiştir. Kendisi de Yakut ekolünden hiç ayrılmamış ve bu vadide eserler vermiştir. 2
          adet Kur’an-ı Kerim yazmış, Süleymaniye Camii’nin kubbe yazısını, Mimar Sinan’ın türbe
          kitâbesini yazmıştır. Devam ettirdiği Yakut ekolü talebesi ve manevi evladı Hasan Çelebi
          (ö.1594) ile sona ermiş, yerini Şeyh Hamdullah ekolüne terk etmiştir.
            Hâfız  Osman  Efendi (1642–1698): İstanbulludur. Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbî’den 18
          yaşında icazet almıştır. Şeyh Hamdullah’ın sırlarına vâkıf olduktan sonra kendi üslubunu ge-
          liştirmiştir. Şöhreti artmış ve hattatlar artık Şeyh Hamdullah yolunu bırakıp Hâfız Osman’ın
          ekolüne uymaya başlamışlardır. Sultan II.Mustafa’ya hat hocalığı yapmıştır. Bugün bildiği-
          miz meşhur hilye kompozisyonunu ilk defa yazan Hâfız Osman’dır.  25 adet Mushaf-ı Şerif,
          sayısız eser bırakmıştır.

            İsmail Zühdü Efendi (ö.1806): Orduludur. İstanbul’da Ahmed Hıfzî Efendi’den sülüs-ne-
          sih meşk ederek icazet almıştır. Sanatında öyle bir seviyeye gelmiştir ki elinden bozuk bir
          harf çıkmaz, tashihe gerek kalmaz olmuştur. Zühdü Efendi sülüs-nesih yazılarda Şeyh Ham-
          dullah ve Hâfız Osman’ın yazıları üzerinde uzun süre çalışıp incelemelerde bulunmuştur.
            Sonra beğendiği harf ve kelimeleri seçerek onlara zarif bir görünüm kazandırarak ken-
          di üslubunu ortaya koymuştur. III.Mustafa döneminde hayatının sonuna kadar Enderûn-ı
          Hümâyun hat hocalığı yapmıştır.  40 adet Mushaf-ı Şerif yazmıştır. Kardeşi Mustafa Râkım
          yetiştirdiği en meşhur hattatlardandır.
            Mustafa Râkım Efendi  (1758–1826):  Ağabeyi İsmail Zühdü Efendi’den sülüs ve nesih ya-
          zılarını meşk ederek 12 yaşında icazet almıştır. Aynı zamanda ressamdır. Nesih, sülüs ve bil-
          hassa sülüs celîsine estetik ölçüleri, nispetleri ve istifindeki ahengi sağlayarak yeni bir ekolün
          sahibi olmuştur. Padişah tuğralarını ıslah ederek son şeklini vermiştir. Celî sülüs ve tuğra,
          Râkım’ın yaptığı büyük inkılap sebebiyle “Râkım öncesi–Râkım sonrası” şeklinde bir ayırı-
          ma tâbi tutulmuştur. Râkım yeni ortaya koyduğu bu celî üslubunu, saygısından dolayı, ancak
          ağabeyi ve hocası İsmail Zühdü’nün vefatından sonra ortaya çıkarmıştır. Sultan II.Mahmud’a
          şehzadeliğinde hat hocalığı yapmış, pek çok hat eseri yazmış ve talebe yetiştirmiştir.
            Mahmud Celâleddin Efendi  (ö.1829): Dağıstanlıdır. İstanbul’da hocasız olarak Hâfız Os-
          man gibi üstatların yazılarından istifade ederek kendini yetiştirmiştir. Celî sülüs sahasında
          kendine mahsus  tavrı ile farklı bir ekol olmuştur. Diğer hattatlardan farklı olarak imzasını
          yazılarının çeşitli yerlerine atmıştır. Mihrişah Sultan Türbesi’nin yazıları ile Eyüp Camii ima-
          retinin kitabelerini yazmıştır.

            Kazasker Mustafa İzzet Efendi (1801–1876): Kastamonuludur. İstanbul’da Enderûn’da
          çok iyi yetişerek kazaskerliğe kadar yükselmiştir. Aynı zamanda musikişinastır. Sülüs ve



                                                       20
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17