Page 9 - Akaid 1. Ünite
P. 9
1. Ünite 1. Ünite AKAİD İLMİ
İslam âlimleri; yanıltıcı psikolojik
hâl ve engeller veya dış etkenlerin te-
sirinden kurtularak doğru biçimde dü-
şünebilen akıl (akl-ı selîm) ile temel
inanç ilkelerine, özellikle Allah’ın (c.c)
varlığı ve birliğine ulaşmanın müm-
kün olduğunu belirtmişlerdir. Nitekim
Allah Teala aklın imkânlarını ve onun
verdiği bilgiyi iyi kullanmadıkları için
kâfirleri “… Onlar sağırdırlar, dilsiz-
dirler, kördürler; bu yüzden aklede-
mezler.” gibi ifadelerle kınar. “...O,
37
aklını kullanmayanlara kötü bir azap
verir.” buyurarak aklı doğru kullan-
38
ma noktasında insanları uyarır ve aklı- Aklı selim; tabiata bakıp Allah’ın birliğini kavrar.
nı kullananların cehennem azabından
kurtulacaklarını ifade eder: “Ve (cehennemlikler) ‘Şayet (Peygamberin söylediklerine) kulak ver-
miş veya aklımızı kullanmış olsaydık, (şimdi) şu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmaz-
dık!’ derler.” 39
İnancın belirlenmesinde olduğu
gibi bir ilim dalı olarak akaidin de temel N NOT EDELİM
kaynağı nasstır yani Kur’an ve sünnettir. Bir hadisin mütevâtir olmasının anlamı,
Kur’an ve mütevatir hadislerle belirlenen o hadisin Hz. Peygamber tarafından söy-
hükümlere inanılması farz olup inkârı ki- lendiği konusunda hiçbir kuşku bulunma-
şiyi dinden çıkarır. Bununla birlikte aklın ması, Kur’an’ın mütevâtir olmasının anlamı
da akaidde önemli bir rolü vardır. Aklın ise Resulullah’ın ağzından çıktığı gibi hiçbir
akaid alanındaki birinci vazifesi, nassların değişikliğe uğramadan zamanımıza kadar
ortaya koyduğu itikadî ilkeleri anlamak ve ulaşmış bulunmasıdır.
yorumlamaktır. Ayrıca akıl; çeşitli ilkeler ve
usuller doğrultusunda nassları inceleyerek (H. Yunus Apaydın, “Mütevatir” TDV İslam Ansiklopedisi,
hangi esasların iman küfür sınırını belirle- C 32; s. 208.)
yecek kadar kesin, hangilerinin ise bid’at
dalâlet - sünnet hidayet ölçüsü olacak konumda bulunduğunu tayin eder. Nassları bütünlük içe-
risinde değerlendirir; Allah’tan (c.c) gelen vahiy kaynaklı bilgide asla bir çelişki bulunamayacağı
için ilk bakışta farklı anlamlar taşıdığı ve çelişkili olduğu sanılan hususları birbiriyle telif eder,
40
bunların nasıl doğru anlaşılacağını gösterir.
Akıl, nasslarda ortaya konulan inanç esaslarını hem başka nasslardan hem de duyuya gözle-
me, akıl yürütmeye dayalı pozitif ve sosyal bilimlerden elde ettiği verilerle açıklar, ayrıntılandırır,
yorumlar, delillendirmeye ve ispatlamaya çalışır.
İnkârcılar ile farklı din ve kültürlere mensup kimseler Kur’an ayetleri ve hadisleri delil olarak
kabul etmeyecekleri için onlara karşı akli verilerle inanç esaslarının savunmasını yapar.
Nass itikadı belirlerken akıl itikadı anlar, yorumlar, ispatlar ve savunur. Allah’ın (c.c) hakika-
ti bulmak ve anlamak üzere insanlara bahşettiği bir araç olan ve sağlıklı düşünebilen aklın, nass
(Kur’an ve sünnet) ile çelişik olması söz konusu değildir.
37. Bakara suresi, 171. ayet.
38. Yunus suresi, 100. ayet.
39. Mülk suresi, 10. ayet.
40. bk. Nisâ suresi, 82. ayet.
19