Page 8 - Akaid 1. Ünite
P. 8

AKAİD İLMİ                        1. Ünite



            hiçbir şey gizli kalmaz.) O’nun bildirdiklerinin
            dışında  insanlar  O’nun  ilminden  hiçbir  şeyi   L  LİSTELEYELİM
            tam olarak bilemezler. O’nun kürsüsü gökle-
            ri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek   Ayet’el Kürsi olarak bilinen Bakara
            kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.” 30  suresi, 255. ayetinde  geçen Allah’ın
                                                           sıfatlarını maddeler halinde yazınız.
                 c.  İslam  akaidi  diğer  inanç  sistemlerine     ● .................................................
            yaklaşımında  da  itidal  üzeredir.  Ancak  İslam,
            bu sistemler içinde eriyip yok olmayı asla ka-     ● ..................................................
            bul etmemiştir. Nitekim “O hâlde sen Allah’a       ● ..................................................
            güvenip  dayan.  Çünkü  tuttuğun  yol,  gerçek-
            liği meydanda olan hak yoludur.” ; “O hâlde
                                           31
            sen, sana vahyedilen buyruklara sımsıkı sarıl;
            muhakkak ki sen, dosdoğru yoldasın.”  ayet-  N     NOT EDELİM
                                                32
            leri bu durumu ifade etmektedir. Diğer yandan
            İslam, “...De ki: Allah bizim de Rabb’imiz, sizin   “De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insa-
            de Rabb’iniz’ dir. Bizim işlediklerimiz bize, si-  nım. Bana ilahınızın bir tek İlâh olduğu
            zin işledikleriniz de sizedir...” ; “Ey inkârcılar!   vahy olunuyor. Artık O’na yönelin, O’n-
                                       33
            Sizin  taptıklarınıza  ben  asla  tapmam...  Sizin   dan mağfiret dileyin. Ortak koşanların
            dininiz size, benim dinim banadır.” ; “De ki:   vay haline!”
                                             34
            Benim işim bana, sizin işiniz de size aittir. Siz                  (Fussilet suresi, 6. ayet.)
            benim  yaptığımdan  uzaksınız,  ben  de  sizin
            yaptığınızdan  uzağım.”   ayetleri  ile  de  başta
                                 35
            şirk olmak üzere diğer inanç sistemleri ile arasına bir mesafe koymuş ve tavrını belirlemiştir. İs-
            lam, “(İnsanları) Allah yoluna çağıran, makbul ve güzel işler yapan ve ‘Ben Müslümanlar’danım’
            diyen kimseden daha güzel söz söyleyen kim olabilir?”  ve benzeri ayetlerle Müslümanlar diğer
                                                              36
            insanları İslam’a çağırmaya teşvik edilmiştir.
                 d. İslam akaidi peygamberler hakkında da mutedil bir yol takip etmiştir. Onları hiçbir zaman
            ilah mertebesine yükseltmediği gibi, sıradan insan derecesine de indirmemiştir. İslam akaidine
            göre peygamberler ancak bir beşerdir. Fakat Allah (c.c) onları vahiyle şereflendirmiş, büyük günah-
            lardan korumuş ve insanlara örnek yapmıştır.

            4. İslam Akaidinin Kaynakları


                 İslam’ın inanç esasları (akaidi) doğrudan doğruya Kur’an ayetleri ve mütevatir hadisler ta-
            rafından, hiçbir yoruma meydan vermeyecek biçimde açık ve net olarak belirlenmiştir. Nitekim
            Kur’an’da Allah’a (c.c), peygamberlerine, kitaplarına, meleklerine, ahirete, kader ve kazaya iman
            konusuna temas eden ve yer yer ayrıntılı bilgiler veren birçok ayet vardır. Öte yandan hadis ki-
            taplarının; tevhid, cennet, cehennem, sünnet, münafıklar, kader, kıyamet gibi bölümlerinde iman
            esasları ile ilgili çeşitli bilgiler bulunmaktadır. Başka bir deyişle itikadın kaynağı nasstır. Dolayısıyla
            aklın yalnız başına hüküm koyma, vahiyden bağımsız olarak dinî değerleri ve inanç esaslarını belir-
            leme, farz ve haram gibi hususları tayin etme yetkisi yoktur. Ancak bu, itikat sahasında aklın hiçbir
            etkinliği ve rolünün olmadığı anlamına gelmez. Zira daha önce ifade edildiği üzere din sadece akıl
            sahibi insanı muhatap kabul etmektedir; yani insanın mükellefiyetinin dayanağı, akıl sahibi ve dü-
            şünebilen bir varlık olmasıdır.

            30. Bakara suresi, 255. ayet.
            31. Neml suresi, 79. ayet.
            32. Zuhruf suresi, 43. ayet.
            33. Şûra suresi, 15. ayet.
            34. Kâfirûn suresi, 1-6. ayetler.
            35. Yunus suresi, 41. ayet.
            36. Fussilet suresi, 33. ayet.


             18
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13