Page 7 - İslam Ahlâkı 2. Ünite
P. 7
AHLAKİ TUTUM VE DAVRANIŞLAR 2. ÜNİTE
1.3. Adil Olmak
Adalet, bir şeyi yerli yerine koymak, her hakkı hak sahibine vermektir. Haksızlıklardan
uzaklaşarak orta yolu tutmak, hüküm ve davranışlarda tarafsız ve ilkeli olmaktır. Adalet, aynı
zamanda insaf ve eşitlik anlamına gelmektedir. 47
Adalet, hem sevgiyi saygıyı hem de hak dağıtımında insaflı olmayı içerir. Buna binaen
devlet yöneticisi vatandaşa, anne-baba çocuğuna, öğretmen öğrencisine, eşlerin birbirlerine,
bir kimsenin arkadaş, dost ve akrabasına gereken ilgiyi, sevgiyi, saygıyı göstermesi; patronun
işçisine hak ettiği ücreti vermesi adil olmanın gereğidir. Toplumsal düzen, adalet olmadan
sağlanamaz.
“…Güçsüzlerin hakkının Adaletin yokluğunda sevgi, saygı gibi ahlaki
güçlülerden alınmadığı bir değerler bir anlam ifade etmezler. Adil olmayan in-
toplumu Allah nasıl temize san, eksik ve noksan sayılır. Böyle insanda bencillik
çıkarır?!” (İbn-i Mâce, Fiten, 20) ve kibir gibi kötü huylar kendini gösterir.
Cenâb-ı Allah’ın mübarek isimlerinden biri de
“çok adil, asla zulmetmeyen, hakkaniyetle hükme-
den, haktan başkasını söylemeyen ve yapmayan”
anlamına gelen “el-Adl”dir. Şüphesiz ki Allah adil-
48
49
dir ve bize de adeletle hütmemizi emreder. Çün-
50
kü O adil davrananları sever.
Rabb’imiz, adaleti gerçekleştirme sorumlulu-
ğunu Müslümanlara yüklemiştir. “...Allah insan-
lar arasında hüküm verdiğiniz zaman, adaletle
51
hükmetmenizi emreder...” şeklindeki ilahi emir
bu sorumluğu ifade eder.
Allah Teala, müminlere adil olmayı emrederken, kendi nefsani duygularının etkisi altında
kalmamaları konusunda da uyarmaktadır: “Ey iman edenler, Allah için şahitlik eden
kimseler olunuz. Bir topluluğa karşı duyduğunuz kin sizi adaletten saptırmasın. Adil
davranın, takvaya yakışan budur. Allah’tan korkun, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” 52
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) örnek şahsiyeti, her hususta olduğu gibi hak ve adalet
mevzuunda da hayranlık verecek ölçüde yüksek fazilet örnekleriyle doludur. O, peygamber
olmadan önce de haksızlıklara karşı çıkmış; “Hılfü’l-Fudûl” adlı bir cemiyete üye olmuştur. Bu
cemiyetin amacı, ticari ve ictimai hayatta adaleti hâkim kılma gayesine hizmet etmekteydi.
Hakkı gasbedilen ve hakkını arayamayan zayıf ve yabancı kimselere yardımcı olunur, zayıfın
gasbedilen hakkı, güçlüden alınıp sahibine teslim edilirdi.
47 Dini Terimler Sözlüğü, s. 4.
48 bk. Tirmizî, Daavât, 83.
49 bk. Nisa suresi, 58. ayet.
50 bk. Hucurat suresi, 9. ayet, Mümtehine suresi, 8. ayet.
51 Nisâ suresi, 58. ayet.
52 Mâide suresi, 8. ayet.
23