Page 6 - Fıkıh 2. Ünite
P. 6

FIKIH






             Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de Nur suresi, 53. ayetinde şöyle buyurmaktadır:
                                                                  َ
                                                                        َ
                                                                                                  ْ َ
                                                                                    َ
                                         ٌ
                                                               ْ
             َ  ُ  َ ْ َ  َ ٌ َ َ ّٰ َّ  ٌ َ  ُ ْ َ َ  َ  ُ  ْ ُ  َ ْ ُ  َّ ُ ُ َ ْ ُ َ َ ْ  َ  ْ  َ ْ َ ْ َ  ّٰ  ُ َ َ
                                                                      ْ
                                  ۜ
          ﴾ نولمعت امب يبخ للا نِا   ةفورعم ةعاط  ۚاومِسقت ل لق ۜ نجرخل مهترما نِئل مـهِناميا دهج ِللاب اومسقاو ﴿
                                                                               ِ
                     ِ
                                                                                            ِ
                        ۪
              “Münafıklar sen kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka savaşa çıkacaklarına dair en ağır bir şekilde Allah’a
           yemin ettiler. De ki: “Yemin etmeyin. Sizden istenen güzelce itaat etmektir. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan
           hakkıyla haberdardır.”
            Ayet-i kerimede geçen دهج kelimesini, içtihat kavramıyla ilişkisi bakımından değerlendiriniz.
                                  َ ْ َ
                                     1.4.1. İçtihat ve İçtihadın Konusu
                                     Bütün şeri hükümler içtihada konu olamaz. İçtihat, sadece hakkında
                                  kesin hüküm bulunmayan bazı meselelerde söz konusu olur.
                                     Mânâya  ve  hükme  delaleti  kesin  olan,  kendisiyle  şeri  bir  hükmün
                                  açıkça anlaşıldığı ve başka türlü anlaşılmasına imkân olmayan delillere,
                                  sübutu ve delaleti kati deliller  adı  verilir. Sübutu ve delaleti kat’î olan
                                  nasların belirlediği hükümlerde içtihat yapılamaz.  Örneğin;
                                                                                  5
                                                                                                َ
                                                                            َ
                                                                 ُ َ ّ  ُ ُ ْ َ َ  ُ  ُ َ َ  َّ  َ ُّ َ
                                                             ﴾...  ماي ِ صلا مكيلع بِتك اونمآ نيِلا اهيأ اي ﴿
                                     "Ey iman edenler oruç size farz kılındı..."  ayeti, mânâya delaletinin
                                                                              6
                                  açık olması ve Kur'an-ı Kerim ayeti olması nedeniyle sübutu ve delaleti
                                  kati bir delildir. Çünkü Kur'an-ı Kerim, bütün ayetleriyle Allah’tan
                                  geldiği şekliyle korunmuş sabit bir kitaptır.  Yani sübutu katidir. Ayet,
                                                                             7
                                  kendisinden başka bir anlam çıkarılamayacak açıklıkta ve kesinlikte
                                  Ramazan orucunun farz kılındığını ifade etmektedir. Dolayısıyla bu konu
                                  içtihada kapalıdır.

                                                  Dolaylı şekilde hüküm bildiren, yorum ve izaha muhtaç
                                               olan ayet ve mütevatir hadisler ise sübut bakımından
                                               kat’i, delalet bakımından ise zanni delillerdir. Bu tür
                                               naslar, içtihada açıktır. Farklı ihtimaller sebebiyle değişik
                                               görüşler ortaya çıkabilmektedir. Kurban Bayramı’nda,
                                               kurban kesme hükmü örnek olarak verilebilir. Kurban
                                               ibadeti ile ilgili ayetlerin  delaletinin zan ifade etmesi
                                                                        8
                                               nedeniyle kurban kesmek, Hanefi mezhebine göre vacip,
                                               diğer mezheplere göre ise sünnet sayılmıştır.

                                                  Tek kişiden rivayet edilen ahad haberler ve meşhur
                                               hadisler sübut bakımından zanni delillerdir. Bu türden
            "Ey inananlar! Hayat verecek şeylere sizi
           çağırdığı zaman Allah ve Resulüne uyun..."  rivayetler, sübut bakımından kesin değildir. Nikâhta velinin
                   (Enfal suresi, 24.ayet)     izni ile ilgili hadisler buna örnektir. Her mezhep, bu tür
                                               hadisleri kendi fıkıh usulü çerçevesinde değerlendirmiş ve
                                               kullanmıştır.

                                  5  H. Yunus Apaydın, "İçtihat", TDV İslam Ansiklopedisi, C 21, s. 435.
                                  6  Bakara suresi, 183. ayet.
                                  7  bk. Hicr suresi, 9. ayet.
                                  8  bk. Hac suresi, 28-36. ayetler; Kevser suresi, 2. ayet.

                                                       26
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11