Page 15 - Fıkıh 2. Ünite
P. 15

2. Ünite - Fıkıh İlminin Doğuşu, Gelişmesi ve İçtihat


            2.2.3. Şâfii Mezhebi


            Şâfii mezhebinin imamı olan İmam Şâfii’nin (h.150/m.767
          -h.204/m.819) asıl adı Muhammed b. İdris eş-Şâfiî’dir. Aslen
          Kureyşlidir. Sülalesi, Peygamber Efendimizin sülalesi ile
          Abdulmenaf’ta birleşir. Filistin’in Gazze şehrinde doğmuştur.
          Çok küçük yaşta babasını kaybetmiştir.
            İmam Şâfii, ilk tahsilini Mekke’de yapmıştır. 20 yaşına
          gelince Medine’ye İmam Mâlik’ten ders okumaya gitmiş ve
          ondan dokuz yıl Hicazlıların fıkhını tahsil etmiştir. Necran'da
          kadılık yaptı. Bir süre Bağdat’ta kaldı ve orada Iraklıların fık-
          hını İmam Ebû Yusuf’tan öğrendi. Daha sonra 10 yıl kadar
          Mekke'de fıkhi çalışmalarına devam etti. Ömrünün son dört
          yılında Kahire’ye göç etti ve orada vefat etti. Mezarı, Mısır'ın   İmam Şâfiî'nin "er-Risale" adlı eseri.
          Kahire şehrinde kendi adıyla anılan caminin içerisindedir.

            İmam Şâfii’nin Bağdat’taki görüşlerine mezheb-i kadim,
          Mısır'daki  görüşlerine  ise mezheb-i  cedid  denilmektedir.
          Şâfii mezhebini oluşturan temel eserleri bizzat İmam Şâ-
          fii  yazmıştır.  Hadisle  ilgili  el-Müsned'i,  fıkıh  usulüyle  ilgili
          er-Risale, fıkıhla ilgili el-Ümm gibi eserleri ve  bir de şiir
          divanı vardır.

            İmam Şâfii, er-Risale adlı kitabında kendi fıkıh yöntemi-
          ni yazmıştır. Öncelikle Kuran ve sünneti, daha sonra icmayı,
          sahabe kavlini ve kıyası delil olarak kabul eder. Ayrıca istis-
          hâb delilini kullanır. 26

            Şâfii mezhebi; Güneydoğu Asya, kısmen Hint kıtasında,             İmam Şâfii’nin kabri
          Kafkasya, Türkiye’de, Ortadoğu ve Afrika’nın batısında ya-            ( Kahire- Mısır)
          yılmıştır.







               İmam Şâfii’nin içtihadına örnek:
               İmam Şâfii, eserinde “Cuma günü yıkanmak vaciptir."  hadisini rivayet ettikten sonra şöyle
            demektedir:
               Bu hadiste geçen “vacip” ifadesinin, “ahlaken gerekli, temizlik için tercih edilmeli” gibi mânalara
            gelme ihtimâli vardır. Nitekim Arapça’da biri diğerine şöyle der: “Mâdem ki sen, ihtiyaçlarını bulmak
            için bana geldin, senin hakkın bana vacip oldu.”          ( bk. Şâfiî, İhtilâfu’l Hadis, s. 179)

                 İmam Şâfii, hadisi açıklarken neyi esas almıştır? Yorumlayınız.







          26  İmam Şâfii, er-Risâle, s. 512, 599, 600.



                                                         35
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20