Page 11 - Akaid 2. Ünite
P. 11
2. Ünite 2. Ünite İMAN VE MAHİYETİ
4. İnanç Bakımından İnsanlar
İman (tasdik) ve inkâr açısından insanlar, inanan ve inanmayan şeklinde iki gruba ayrılmakla
birlikte şöyle tasnif edilebilir: mümin, münafık, kâfir.
İman Açısından İnsanlar
İnananlar İnanmayanlar
Münafıklar
Müminler
Kafirler
(Müşrikler)
4.1. Mümin
Allah’a (c.c), Hz. Peygambere ve onun haber verdiği şeylere yürekten inanıp bunları kabul ve
tasdik eden kimseye mümin denir. Hakiki mümin, Kur’an’ın ve Hz. Peygamberin emirlerini yerine
getiren kimsedir. Müminlerin özelliklerini belirten pek çok ayet ve hadis vardır. Örneğin; “Mü’min-
ler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki namazlarında derin saygı içindedirler. Onlar ki fay-
dasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler. Onlar ki zekâtı öderler. Onlar ki ırzlarını korurlar.
Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden do-
layı kınanmazlar. Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. Yine onlar ki
emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler. Namazlarını titizlikle eda ederler. İşte vâris ola-
caklar bunlardır; Firdevs cennetine vâris olacaklar ve orada onlar ebedî kalacaklardır." , "Ger-
24
çek müminler ancak o müminlerdir ki Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir, âyetleri okunduğu
zaman imanlarını arttırır. Ve bunlar yalnızca Rablerine tevekkül ederler." 25
Hz. Peygamber, müminlerin özelliklerini şöyle açıklamıştır: “Müminlerin iman bakımından en
mükemmeli, ahlak bakımından en güzel olanıdır.” “Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi
26
din kardeşi için de sevip arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz.” 27
Başkasına iyilik yapmak ve yaptığı işi güzel yapmak şeklinde kısmen farklı iki anlamda kulla-
nılan ihsan Kur'an-ı Kerim'de hem Allah'a hem de insanlara nisbet edilerek yetmişi aşkın ayette
28
29
masdar, fiil ve isim şeklinde geçmektedir. Bu ayetlerin bir kısmında "başkasına iyilik etmek", bir
kısmında "yaptığı işi güzel yapmak" manasında, çoğunda ise herhangi bir belirlemeye gidilmeden
mutlak anlamda kullanılmıştır.
Müminler iman üzere ölürlerse ahirette cennete girecekler, orada pek çok nimete kavuşa-
caklardır. Bazı müminler dünyada günah işlemişlerse Yüce Allah dilerse bu kişilerin günahını ba-
ğışlayabilir dilerse de işledikleri günah ölçüsünde cehennemde cezalandırdıktan sonra cennete
koyabilir. Hiçbir mümin cehennemde ebedî kalmayacaktır. Müminlerin ebedî cennetlik olacağına
dair Kur’an’da pek çok ayet vardır. Bunlardan birisinde şöyle buyurulur: “İman edip salih ameller
işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır. Onların Rableri katındaki mükâfatları, zemi-
ninden ırmaklar akan, içinde devamlı olarak kalacakları Adn cennetleridir. Allah kendilerinden
hoşnut olmuş, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. Bu söylenenler hep Rabb’inden korkan
(O’na saygı gösterenler) içindir.” 30
24. Muminun suresi, 1-11.ayetler.
25. Enfal suresi, 2. ayet; Ayrıca bk. Teğabün suresi, 16. ayet; Mearic suresi, 27. ayet; Bakara suresi, 265. ayet.
26. Ebû Dâvûd, Sünnet, 15.
27. Buhârî, Îmân 7; Ayrıca bk. Buhârî, Edeb, 27.; Buhârî, Salat, 88.
28. bk.Secde suresi, 7. ayet; Teğabün suresi, 3. ayet; Kasas suresi, 77. ayet; Talak suresi, 11. ayet.
29. bk. Yusuf suresi, 90. ayet; Nisa suresi, 128. ayet; Nahl suresi 128. ayet.
30. Beyyine suresi, 7-8. ayetler.
35