Page 7 - Tefsir Okumaları 1. Ünite
P. 7

1. ÜNİTE



                  “Kur’an, bir ucu Allah’ın (c.c.), diğer ucu da sizin elinizde olan sağlam bir ip gibidir. Ona

                                                                                7
          sıkıca  sarılın.  İşte  o  zaman  sapıtmaz  ve  helak  olmazsınız.”
                  “Sizden biri, Rabbine yalvarıp O’nunla konuşmayı severse kalp huzuruyla Kur’an okusun.”       8

                  Ashab-ı kiram, Kur’an’a büyük bir aşk ve sevgi ile bağlandılar. Maddi bakımdan fakirlik ve

          çaresizlik içinde olsalar da Kur’an’ın getirdiği hayat nizamıyla âdeta cennet ikliminde gerçek hu-
          zuru yaşadılar. Tıpkı Peygamberimiz (s.a.v.) gibi canlı bir Kur’an olabilmenin gayret ve heyecanı
          içinde kulluk gereklerini derin bir muhabbet ve üstün bir fedakârlıkla yaptılar. Kur’an’ın tebliğini
          ve davetini dünyanın dört bir yanına ulaştırmak
          için mallarını ve canlarını cömertçe harcadılar.             ARAŞTIRALIM

          Onlar Kur’an ayetleriyle böylesine içli dışlı idiler.       Kur’an’ın  hayatımızdaki  yerini  ve  öne-
          Kur’an’la böylesine kalbî alaka ve irtibat hâlin-       mini  anlayabilmek  için  Peygamberimiz’in
          de, feyz ve ruhaniyet dolu bir hayat yaşadılar.         (s.a.v.) ve sahabenin bir günlük hayatlarında
                                                                  Kur’an’la olan ilişkilerini ilgili kaynaklardan
          Onların  ana  gündemi  Kur’an’dı.  Kadın-erkek,         daha detaylı bir şekilde araştıralım.
          genç-yaşlı,  zengin-fakir  herkesin  gündeminde
          öncelikle ve özellikle Kur’an vardı.

                  Sahabe  hanımlar  akşam  eve  gelen  beylerine:  “Günün  nasıl  geçti,  eve  ne  getirdin?”

          diye sormak yerine, o gün inen ayetleri ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hadislerinden neler
          öğrendiklerini    sorarlardı.

                  Peyderpey inen ayet-i kerimeler, yeni yeni kurulup gelişmekte olan genç İslam toplumunun
          dünya görüşünü, düşünce ve duygularını, akıl ve gönül dokusunu sistematik bir şekilde ve pek

          ustaca inşa etmekteydi. Zaten Kur’an’ın gönderilişindeki temel gayelerden biri  de buydu: Yani
          ferdi, aileyi, toplumu ve sözüne kulak veren tüm insanlığı devamlı bir şekilde gerçeğe ve iyiliğe
          yönlendirerek onları huzura kavuşturmaktı. Nitekim asr-ı saadet toplumu geçtiği merhaleler ve
          ulaştığı manevi seviye neticesinde insanlık tarihine faziletler medeniyeti armağan eden örnek bir

          nesil hâline geldi.

                  Şunu  unutmamamız  gerekir  ki  ne  Peygamberimiz’in  (s.a.v.)  ne  de  sahabenin  Kur’an’la
          münasebetleri, sadece onun lafızlarını seslendirmekten ibaret bir okuma tarzında değildi. Onların,
          iniş  bakımından  ilk  ayet  olan  “Oku!”   emrinden  anladıkları  şuydu:
                                                    9

                  • Kur’an’ın ince manalarını, derin hikmetlerini ve yüce hedeflerini anlamak

                  • Her bir ayeti âdeta dipsiz bir kuyuya bakarcasına derin bir nazarla okumak

                  • Ondaki, insanın gönül ve ruh alemini nurlandıran ve süsleyen ilahî nükteleri kavramak


                  • Onun getirdiği sistemi, sistemli bir şekilde hayata tatbik etmek.


          7   Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, C. 9, s. 164
          8   Süyûtî, Câmi‘u’s-sağîr, C 1, s. 13/360
          9   Alak suresi, 1. ayet.



                                                           15
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12