Page 6 - Tefsir Okumaları 1. Ünite
P. 6

KUR’AN’I ANLAMAYA GİRİŞ



               Bu gerçekler açısından bakıldığında öncelikle, Allah Teâlâ’nın (c.c.) muradına uygun o-

        larak planlanıp düzenlenmesi gereken ulvî bir hayatın temeli olan bu ilahî fermana, bâki/sonsuz
        olanın fâni/geçici olana üstünlüğü ölçüsünde yüksek bir önem ve saygı göstermek gerektiği açık
        bir hakikattir. Bunun nasıl yapılacağı hususunda Kur’an’ın ilk muhatapları olan sahabe neslinden
        alınacak örneklere bakılabilir. Nitekim sahabe nesli, Kur’an’a büyük bir saygı ve sevgi göstermiş-

        lerdir. Hele hele onun öğrenilmesi, öğretilmesi ve tebliği uğrunda fedakârlıkta bulunmayı canlarına
        minnet  bilmişlerdir. 5

               Rabbini gerçekten seven bir mümin, Peygamberimiz’i (s.a.v.) ve sahabeyi de kendine
        örnek alarak Kur’an-ı Kerim’i bir ömür elinde, dilinde, kalbinde ve hayatının merkezinde tutar. Onu

        gözünün ışığı, gönlünün sevinci bilir ve onu başının tacı eder. Böyle müminlere de öte alemde
        yıldızları kıskandıran parlaklığıyla nurdan taçlar lütfedilir. Bu husus hadis-i şerifte şöyle müjdelen-
        mektedir:


               “Kim Kur’an-ı Kerim’i okur ve onunla amel ederse, kıyâmet günü ebeveynine bir taç giydi-
        rilir. Bu tâcın ışığı, güneş dünyadaki bir eve konulduğunda onun vereceği ışıktan daha güzeldir.
                                                                                                        6
        Öyleyse  Kur’an-ı  Kerim’le  bizzat  amel  edenin  ışığı  nasıl  olur,  düşünebiliyor  musunuz?”

                    OKUYALIM - DEĞERLENDİRELİM
                    Bizim en güzel örneğimiz olan Resulullah’ın (s.a.v.) Kur’an-ı Kerim’le ülfet ve ünsiyeti zirve
                seviyedeydi. Her vesîleyle Kur’an-ı Kerim okurdu:

                    İslam’ı tebliğ ederken,

                    İyiliği emredip kötülüğü yasaklarken,

                    Ashâbı ile sohbet ederken,

                    İnsanlara dinî meseleleri anlatırken,

                    hep ayetlerden misal verir ve ayetleri izah ederdi. Ayrıca gece ibadetlerinde ve bilhassa te-
                heccüd namazlarının kıyamlarında uzun uzun Kur’an okur ve buna her gün düzenli bir şekilde
                devam ederdi.

                    Ashab-ı kiram da, Kur’an-ı Kerim’i çokça okur; onu okumadıkları ve sayfalarına bakmadık-
                ları bir günün geçmesini istemezlerdi. Günlerine Kur’an ile başlar, göz rahatsızlığı olanlara da
                Mushaf-ı Şerif’e bakmayı tavsiye ederlerdi.
                                                                  (bk. Heysemi, Mecma‘u’z-zevaid, C. 7, s. 165)




               Şu bir gerçek ki; bu dünya şartlarında yanlışları terkedip doğru bir bilgi sahibi olabilmenin,
        gafletten kurtulup zikirle uyanmış bir gönle sahip olabilmenin ve Rabbimizle beraberliği temin e-
        debilmenin en sağlam yolu, yine O’nun yüce kelamı vesilesiyle O’na yönelmektir. Nitekim hadis-i
        şeriflerde  şöyle  buyrulmuştur:



        5   Ömer Çelik, Hakk’ın Daveti, C 1, s. 8.
        6   Ebû Dâvûd, Vitir 14

                                                           14
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11