Page 16 - Tefsir 4. Ünite
P. 16

TEFSİR                                                                               4. ÜNİTE



                                                  •  Kur’an-ı  Kerim’in  bir  bilim  kitabı  değil  din  kitabı
                                                     olduğunu,  İslam’ın  onun  üzerine  bina  edildiğini
                                                     unutmamak,

                                                  •  Kur’an-ı Kerim’in ana gayesinden uzaklaşmamak,
                                                  •  Bilimsel konularda ayrıntıya girmemek,
                                                  •  Bilgiler  sıkça  değiştiği  için  bilimsel  konularla
                                                     ilişkilendirilen  ayetlerin  yorumunda  kesin  yargıda
                                                     bulunmamak,      kesinleşmemiş     teorilere   yer
                                                     vermemek,
                                                  •  Kur’an-ı Kerim’in bilimsel gerçekler ve buluşlar ile

                Allah (c.c.) iman edenlerin          uyum  içinde  olduğunu  ispata  çalışmamak  ya  da
                her zaman yardımcısıdır.             bilimsel  teorilerin  zaten  Kur’an-ı  Kerim  tarafından
                                                     haber verildiği iddiasına girmemek,

                                                  •  Kur’an-ı Kerim’i bilimsel bilgilerin tahakkümü altına
                                                     sokmamak,
                                                  •  Bilgi  alanımızın  dışında  kalan  ve  çözemeyeceğimiz
                                                     bilimsel  konuları,  ya  onların  uzmanına  danışarak
                                                     çözmek ya da tamamen o konulara girmemek.


                                                     3. Tefsirden Tefekküre


                                                  3.1. Nasr Suresi ve Tefsiri


                                                                 َّ  ٰ ْ َّ  ّٰ      ْ
                                                              ِمي۪حرلا نمحرلا ِللا ِمــــــــسب ِ
                                                                   ِ
                                                                         َ
                                                        َ  ُ  ُ ْ َ َ َّ  َ ْ َ َ  ُ ْ َ  ْ  َ ّٰ ُ ْ َ  َ َٓ  َ
                                                  ني۪د في نولخدي سالا تيارو 1 ۙحتفلاو ِللا صن ءاج اذِا
                                                      ۪
                                                  ِ
                                                     ً َّ َ َ َ َّ  ْ َ ْ َ َ ّ َ  ْ َ ْ ّ َ  َ  ً َ  ْ َ  ّٰ
                                                             ُ ُ ْ
                                                  3 اباوت نك هنِا ۜهرِفغتساو كبر ِدم ِ ب حبسف 2  ۙاجاوفا ِللا
                                                                                    ِ
                                                                           ِ
                                                Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla.
                                                1. Allah’ın yardımı ve fethi geldiğinde
                                                2.  Ve  insanların  Allah’ın    dinine  bölük  bölük  girdiğini
                                                  gördüğünde,
                                                3.  Rabbine  hamd  ederek  onu  yücelt  ve  bağışlanma  dile.
         “Onlar mutlaka zafere ulaşacaklardır.”
                 (Sâffât suresi, 172. ayet)       Çünkü o tövbeleri kesinlikle kabul edendir.

                                                 Bu  sure,  ismini  ilk  ayetteki  nasr  kelimesinden  alır.
                                              Kur’an-ı Kerim’de 110. sırada yer alır. Bütün olarak inen son
                                              suredir. Nüzulü Medine Dönemi’nin 8. yılına, Resûlullah’ın
                                              vefatından  yaklaşık  iki  yıl  öncesine  denk  gelir.  Onun
                                              vefatından çok kısa bir süre (80 gün) önce indiği de söylenir.
                                                                                                      44
                                              44 Nîsâbûrî, Esbâbu’n-Nüzûl, s. 261; Bedrettin Çetiner, Fâtiha’dan Nâs’a Esbâb-ı
                                                 Nüzûl, C 2, s. 977.


           102
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21