Page 19 - Tefsir 4. Ünite
P. 19

4. ÜNİTE                                      KUR’AN'I ANLAMA VE YORUMLAMA


             3.2. Tebbet Suresi ve Tefsiri



                               َّ  ٰ ْ َّ  ّٰ      ْ
                            ِمي۪حرلا نمحرلا ِللا ِمــــــــسب ِ
                                  ِ
                                  ُ
             ً َ ٰ  ْ َ َ  َ َ  َ  َ َ ُ َ ُ ْ َ  ٰ  ْ َ  َٓ  َّ َ َ  َ  َ  َ  َٓ َ ْ َّ َ
             اران لصيس 2 ۜبسك امو لام هنع نغا ام 1 ۜبتو بهل بيا ادي تبت
                                                             ۪
                                                        ٍ
                 َ َ ْ  ٌ ْ َ  َ          َ ْ َ  َ َ  َّ َ ُ ُ َ  َ ْ َ  َ  َ  َ َ
                                   ۪
             5 ٍ دسم نِم لبح اهِدي۪ج  في 4 ِۚ بطلا  ةلاح   ۜهتارماو  3 ۚ بهل  تاذ
                                                              ٍ
             Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla.
             1. Ebu Leheb kahrolsun; (zaten yakında) kahrolacaktır.
             2. Onu ne malı kurtardı, ne de kazandığı.
             3. O, alevli bir ateşe girecektir.
             4-5. O, dedikoducu (fitneci) hanımı da boynunda bükülmüş bir
               urgan olduğu hâlde (ateşe atılacaktır).




            Tarih  611,  yer  Mekke.  Hz.  Muhammed  (s.a.v.),  Allah
          (c.c.) tarafından peygamber seçileli bir yıl kadar olmuştu.          YORUMLAYALIM
          Fakat İslama davetini gizlice sürdürmüştü. Yüce Allah, “Artık   “Dünyada  eşinin  zulmüne
          yakınlarından  başlayarak  davetini  açıkça  yap!”   diye     destek olan ahirette ateşine ortak
                                                            48
          emredince yakın akrabalarını topladı ve onları Allah’ın (c.c.)   olur.”
          dinine çağırdı. Bunu duyan amcası Abdüluzzâ her zamanki         Yukarıdaki sözü  Tebbet suresi
          gibi öfkeli bir şekilde öne atıldı ve “Kahrolasıca! Bizi bunun   ışığında yorumlayınız.
          için mi çağırdın?” diye bağırdı. Öfkesinden yüzü kıpkırmızı
          idi,  âdeta  yüzünden  alev  fışkırıyordu.  Öfkelendiğinde
          yüzünün bu hâlini ifade için babası ona “Ebû Leheb (Ateş
          Babası)” lakabını vermişti. Çok sevdiği yeğeni Muhammed’e
          işte o günden sonra en azılı düşmanlardan birisi oldu. Çok
          zengin, gururlu, kibirli biriydi. Hz. Peygamber’in insanların           YAZALIM
          eşit  olduklarını,  dini  ve  ahlakı  güzel  olanın  kurtuluşa   Tebbet suresinin tefsirini
          ereceğini  duyurması  hiç  hoşuna  gitmiyordu,  eşitliği  asla   okuyunuz ve çıkardığınız me-
          kabul edemezdi. Resûlullah'ı takip eder, onun İslama davet   sajları aşağıda bırakılan boşluğa
          ettiklerini bulur, onlara yeğeninin yalancı olduğunu söylerdi.   yazınız.
          Karısı Ümmü Cemil’le birlikte ona en kaba hakaretleri yapar,   ........................................................................
          eziyet üstüne eziyet eder, elinden geleni arkasına koymazdı.
          Ümmü Cemil, dikenli dalları geceleyin Resûlullahın yoluna    ........................................................................
          serer,  olmadık  dedikoduları  çıkarırdı.  Karı  kocanın  engel   .......................................................................
          tanımaz kin ve düşmanlığı Allah’ın (c.c.) gücüne gittiği için
          onları lanetleyen bir sure indirdi. “Ebu Leheb helak olsun,   .........................................................................
          helak oldu.” diyerek onun kahrolup gitmesini ve gideceğini   ........................................................................
          anlattı. Sadece onun değil karısının da... Aradan on iki yıl   ........................................................................
          geçti.  Müslümanlar  zulüm  karşısında  Medine’ye  hicret
          etmiş,  hatta  Mekkeli  müşrikleri  Bedir  Savaşı'nda  ağır  bir
          yenilgiye uğratmışlardı. Haberi alan Ebû Leheb kahrından
          öldü  gitti.  Çiçek  hastalığına  yakalandığı  için  hastalık


          48  Şuâra suresi, 214.ayet.

                                                                                                  105
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24