Page 50 - Fıkıh 4. Ünite
P. 50

FIKIH



                                                 Evin ihtiyacı için yapılan her türlü harcama, başkala-
                                              rına yapılacak yardım ve harcamadan önde gelir. Hadiste
                                              Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Bir Müslüman, aile
                                              fertlerinin geçimini, Allah’ın rızasını umarak sağlarsa kendisi
                                              için sadaka olur.”  Kur'an-ı Kerim'de Allah Teâlâ (c.c.) şöyle
                                                              83
                                              buyurmuştur: “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak
                                              koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara,
                                              yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yol-
                                              cuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah ki-
                                              birlenen ve övünen kimseleri sevmez.” 84
                                                 Kadınların da infakta bulunması teşvik edilmiştir. Pey-
                                              gamberimiz bir gün kadınlara hitap ederek;  “Ey  kadınlar
                                              topluluğu ziynetlerinizden de olsa sadaka verin.” buyurmuş-
                                              tur. Kadın zengin ve kocası fakir ise malından ona yardım
                                              yapması güzeldir. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Ko-
                                              can ve çocuğun tasadduk etmeye en lâyık olan kimselerdir.”
                                                                                                     85
           "Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz ve
           çokça istiğfar ediniz..." (Buhârî, Zekât, 44)  Îsar: Mümin kardeşini kendine tercih etmek ve kendi
                                              ihtiyacı olduğu hâlde vermektir. İnfâkın en yüksek derece-
                                              si olan îsâr, cömertliğin zirvesidir. Çünkü cömertlik, ma-
                                              lın fazlasından kendine lâzım olmayanı vermektir. Îsâr ise
                                              kendisinin ihtiyacı olduğu hâlde verebilmektir.
                                                 Cenâb-ı Hak, Mekkeli muhacirlerle evlerini paylaşan
                                              Ensâr-ı Kirâmı şöyle methetmektedir; “... Kendileri zarû-
                                              ret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler.
                                              Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa
                                              erenlerdir.” 86

                                                 Özellikle savaş ve doğal afetler anında yapılacak infâk
                                              ve îsarlar hem sevap kazandırır hem de mazlum ve ihtiyaç
                                              sahiplerinin sıkıntılarını gidermekte büyük bir katkı sağlar.





                 İnsanın fakir kalması veya dilenmesi yerine, zengin olup Allah adına verebilmek için gayret
               göstermesi gerekir. Bir hadis-i şerifte bu durum şöyle ifade edilir:
                 “Veren el, alan elden hayırlıdır.”
                                                                    (Buhârî, Zekât, 18; Müslim, Zekât, 94)

                 Veren el olabilmek için çalışmak gerekir. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
                 “Kişinin bir ip alıp dağa gitmesi, oradan sırtında bir deste odun getirip satması, insanlara el açıp
               dilenmesinden daha hayırlıdır...”
                                                                                  (Buhârî, Zekât, 50)




                                              83  Buhârî, Nafakât 1; Müslim, Zekât 49.
                                              84  Nisa suresi, 36. ayet.
                                              85  Ebû Dâvud, Zekât, 44 ve Talâk, 19.
                                              86  Haşr suresi, 9. ayet.

                                                       112
   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55