Page 51 - Fıkıh 4. Ünite
P. 51

4. Ünite - İbadat


                3. Ramazan Ayı ve Oruç

            3.1. Orucun Farziyeti ve Önemi

            Oruç, Yüce Allah’ın rızasını kazanmak için ibadet niyetiyle imsak
          vaktinden iftar vaktine kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak dur-
          maktır. 87

            Oruç kelimesi Farsça’dan dilimize geçmiş bir kelimedir. Bu keli-
                           ْ َ
          menin Arapçası ( موص / ماي ِ ص ) “savm-sıyâm” kelimesidir. Sözlükte savm
                                 َ
          kelimesi “bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak, en-
          gellemek” anlamına gelmektedir.
            Oruç, manevi dünyamızı inşa eder. Temel bir ibadettir, ilk insandan
          günümüze kadar emredilmiştir. Rabbimiz (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

                                                                   َّ
                                       َ
                                    ُ
                                                          ُ
                                                               ٰ
                                                    َ
                                                                        َ
                           َّ َ َ
                   ْ َ
              ْ ُ
                                         ُ َ ّ
                                                                      َ ُّ َٓ
              مكِلبق نِم ني۪لا ع بِتك امك ماي ِ صلا مكيلع بِتك اونما ني۪لا اهيا اي ﴿
                     ْ
                                 َ
                                      َ
                                               ُ ُ ْ َ َ
                         َ
                                                             ُ َ َ
                                                                 َ ُ َّ َ ْ ُ  َّ َ َ
                                                              ﴾ نوقتت مكلعل
            “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç,
          sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.” 88
            Peygamberimiz Medine’ye geldiği za-
          man Yahudilerin aşura orucu tuttukları-
          nı görmüş ve kendilerine bu orucu niçin
          tuttuklarını sormuştur. Onlar “Bugün
          hayırlı bir gündür, bu günde Allah, İs-
          railoğullarını düşmanlarından kurtardı,
          Musa (a.s.) bu günde oruç tuttu.” ceva-
          bını vermişlerdir. Bunun üzerine Pey-
          gamberimiz “Biz Musa’ya sizden daha ya-
          kınız.” demiş ve aşura orucunu sahabiye
          de  emretmiştir.   Allah  Teâlâ,  Rama-
                         89
          zan orucunu farz kıldığında Resulullah
          (s.a.v.)  “Aşure günü dileyen oruç tutsun
          dileyen de tutmasın.”  demiştir.                Ramazan; Kur'an, oruç, ibadet ve rahmet ayıdır.
                             90
            Ramazan orucu,  “(Oruç) sayılı günlerdedir…”  ve “...Sizden kim
                                                          91
          bu aya ulaşırsa oruç tutsun…”  ayetleriyle hicretin ikinci yılında Be-
                                        92
          dir savaşı öncesinde Şaban ayında farz kılınmıştır. Ramazan orucunu
          tutmak, mükellef olan her Müslüman üzerine farz kılınmıştır. Orucun
          farziyeti kitap, sünnet ve icma ile sabittir. Orucu hafife almak veya farz
          olduğunu inkâr etmek, kişinin dinden çıkmasına sebep olur. Farz ol-
          duğuna inandığı hâlde özürsüz tutamayan kimse ise günahkâr olur.

          87  Hasan Serhat Yeter, Fıkıh, s. 175.
          88  Bakara suresi, 183. ayet.
          89  Buhârî, Savm, 69; Müslim, Savm 127.
          90  Ahmed bin Hanbel, C 4, 244.
          91  Bakara suresi, 184. ayet
          92  Bakara suresi, 185. ayet.


                                                        113
   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56