Page 53 - Fıkıh 4. Ünite
P. 53
4. Ünite - İbadat
sevenler için ayrılmış olan reyyân kapısıdır. “Oruçlular
nerede?” şeklindeki çağrı üzerine onlar bu kapıdan
girecekler ve daha sonra bu kapı kapatılacak, başkaları
oradan giremeyecektir. 97
Oruç tutan kimse nimetlerin kıymetini daha iyi anlar.
Oruç, iradeyi güçlendirerek nefsin isteklerinin kontrol altına
alınmasını sağlar. Oruç sabırlı olmayı yaşayarak öğretir.
Allah Resulü (s.a.v.) “Oruç sabrın yarısıdır.” buyurarak bu
98
gerçeği dile getirmiştir. Oruç kötülüklerden uzaklaşmaya
vesiledir. Allah Resulü (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur:
“Oruç bir kalkandır. Oruçlu kimse kötü söz söylemesin ve
cahillik yapmasın. Eğer herhangi bir kimse kendisine çatar
yahut kötü söz söylerse ona iki defa ‘Ben oruçluyum’ desin.” 99
Oruç, insan bedeninin dinlenmesini sağlar. Vücutta biriken
fazla toksinler oruç sayesinde erir ve beden rahata kavuşur.
Bunun için Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Oruç
tutun ki sıhhat bulasınız.” 100
3.2. Oruçla İlgili Kavram ve Hükümler
Oruçla İlgili Kavramlar
Sahur: İmsak vaktinden önce oruca ha-
zırlık amacıyla kalkılan vakte sahur, bu va-
kitte yenilen yemeğe sahur yemeği denir.
“...Şafağın aydınlığı gecenin karanlığın-
dan ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya)
kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar
orucu tam tutun...” mealindeki ayet-i
101
kerimede sahur vaktine atıf yapılmıştır.
Peygamberimiz sahur yemeğini çok
önemsemiş, bir yudum suyla dahi olsa
sahur yapılmasını tavsiye etmiş ve bir ha-
diste “Sahur yapınız. Zira sahur yemeğinde
bereket vardır.” buyurmuştur.
102
İmsak: Orucun başlama vakti olup tan
yerinin ağarmaya başladığı zamandır.
Hadislerde sahur yemeğinin imsak vaktine
yakın bir zamanda yenilmesi tavsiye
edilir. İmsakla beraber artık oruç ibadeti
başlamıştır. Ülkemizde Ramazan ayında
Müslümanların imsak vaktini bilmesi için
sabah ezanı, imsak vaktinde okunur.
97 bk. Buhârî, Savm, 4.
98 İbn Mâce, Sıyâm 44.
99 Buhârî, Savm, 2.
100 Taberani, Mu’cemu’l-Evsat, C 8, s. 174; Münzirî, et-Tergîb, C 2, s. 206.
101 Bakara suresi, 187. ayet.
102 Buhârî, Savm, 20; Müslim, Sıyâm, 45; Tirmizî, Savm, 17; Nesâî, Savm, 18.
115