Page 5 -
P. 5
yüklemektedirler. Perdelerin sayılarının Kırkları sembolize ederek genellikle kırk, kimi zaman
ise tellerin sayısının on iki imamı sembolize ederek on iki olduğuna inanırlar. Mevleviler
geleneklerinde neye abdest almadan dokunmazlarken Bektaşiler aynı saygıyı bağlamaya
gösterirler. Cem esnasında çalmaya başlamadan önce onu yüksekte tutar ve öperler.
Dinî mûsikîmiz formlara ayrılırken, melodik yapılarından daha çok şiirlerdeki konular
etkili olmuştur. Örneğin Nefes; “Bektaşi şairler tarafından yazılmış ve Bektaşi tekkelerinde
okunmak üzere çeşitli makamlardan küçük usullerle bestelenmiş manzum ilahîler” şeklinde
tarif edilir. Bunların ilahîlerden farkı, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile beraber Hz. Ali’nin (r.a.)
de methiyesine yer verilmesidir. Böylelikle, müzik değişmese de konu değiştiği için farklı bir
form adını alır. Oysa, ilahîlerden makam, usul ve tavır bakımından fazla bir farkı yoktur. Bektaşi
tekkelerinde ve diğer tekkelerde okunan Bektaşi formlarını da konularına göre ayırmak
yapılabilecek en sağlıklı tasnif olacaktır. Bunun yanı sıra düvaz, taşlama, devriye gibi birçok
form da deyiş olarak nitelendirilmiştir.
1.3. İlahî
Arapçada “Allah’a ait,
Allah ile ilgili” manasına gelir.
Türk edebiyatında nazım türleri
belirginleşmeden önce dinî
muhteva taşıyan her türlü şiire
ilahî denilirken, daha sonra
tasavvufi temaları işleyen ve
Türk din mûsikîsinin makam ve
usulleri ile bestelenerek dinî
toplantılarda okunan şiirlere ilahî
adı verilmiştir. Bugünkü tespitlere
göre ilahî kelimesi, “bestelenmiş
dinî tasavvufî şiir.” anlamıyla ilk
olarak Evliya Çelebi’nin eserinde
geçmektedir. İlahîler, din dışı Türk
mûsikîsindeki şarkı formuna çok İlahi, dini musikinin en çok kullanılan formlarındandır.
benzerler, fakat sözleri ve melodi
yapısı itibari ile şarkıdan ayrılırlar. İlahîlerin şarkılardan ayrıldığı önemli noktalardan birisi,
ilahîlerin şarkılardan farklı olarak büyük usullerle de bestelenmiş olmalarıdır.
Geleneğimizde ilahîler genellikle içerisinde bulunan aylara, günlere veya okunan
tarikata göre değişiklik gösterir. Mesela muharrem ayında Kerbela faciası üzerine bestelenen
ilahîler okunurken, rebîulevvel ayında Hz. Peygamber’in (s.a.v.) doğumu ile ilgili ilahîler okunur.
recep ayında Miraç Kandili sebebi ile Miraçla ilgili ilahîler seçilir. Ramazan ayının ilk on beş
gününde “hoş geldin, merhaba yâ şehr-i ramazan” ilahîleri okunurken on beşinden sonra ise
“elvedâ ya şehr-i sultan” ilahîleri okunur. Halk arasında büyük ve küçük tevbe adlarıyla anılan
cemâziyelevvel ve cemâziyelâhir ayları tövbe ve istiğfar zamanı olarak kabul edildiğinden,
güftelerinde bu konulara yer verilen ilahîleri okumak tercih edilmiştir. Şevval, zilkâde ve
zilhicce aylarında ise hac farizasının kutsiyeti ve mukaddes yerlerin özlemini terennüm eden
ilahîler okunur. Tarikatların ise kendi büyüklerini öven ve bu tarikata mahsus ilahîleri vardır.
90 91