Page 9 - 12. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 4. Ünite
P. 9

98
                                             Kültürümüzde Peygamberimiz


                   Resûlullah Efendimize (s.a.v.) duyulan sevgi, her şeyden önce Yüce Allah’ın (c.c.) bir emridir.
               Nitekim Ahzâb suresi, 6. ayette “Peygamber, mü'minlere kendi canlarından daha önce gelir… ”
               buyrulmuştur.

                                                      Hz.  Peygamber’e  (s.a.v.)  duyulan  samimi  sevginin
                                                  bir tezahürü olarak edebiyatımızda onu konu edinen bir-
                                                  çok edebî tür bulunmaktadır. Bu türlerden bazıları naat-ı
                                                  nebi, siyer-i nebi, mevlid-i nebi, şemail, hilye ve miraci-

                           Naat-ı Nebi            yedir.
                    Hz. Muhammed’in (s.a.v.)          Hz.  Peygamber’in  (s.a.v.)  mübarek  doğumunu  an-
                   niteliklerini övmek amacıyla   mak  üzere  edebî  kültürümüzde,  çok  sayıda  eser  yazıl-
                   yazılan şiir, kaside gibi edebi   mıştır. Bu da mevlit edebiyatının doğmasına yol açmıştır.
                             türdür.              Mevlit,  İslam  edebiyatı  ve  sanatında  Hz.  Peygamber’in
                         (Dini Terimler Sözlüğü, s. 271.)  (s.a.v.) doğum yıl dönümünde yapılan merasimlere isim
                                                  olmasının yanı sıra bu törenlerde okunmak üzere yazıl-
                                                  mış eserlerin de ortak adıdır.

                                                    Mevlit nazım türü içinde Süleyman Çelebi’nin yazdığı
               Mevlit ayrı bir yere sahiptir. Bursa Ulu Cami’de bir vaaz sırasında yapılan konuşmalar orada bu-
               lunan Süleyman Çelebi’de Mevlit’in yazılmasına dair bir fikrin oluşmasına yol açmıştır. Hz. Pey-
               gamber’in (s.a.v.) fazilet ve mertebesinin daha iyi anlaşılması için bir eser yazmaya karar veren
               Süleyman Çelebi, eserine Vesîletü’n-necât (kurtuluş vesilesi) adını koymuştur. 24

                   Süleyman Çelebi, Mevlit’i kaleme aldığı sırada Ulu Cami’de imamdır. Divan-ı Hümayun imam-
               lığı da yapan Süleyman Çelebi, kültürlü bir ailede yetişmiştir. Taşıdığı “Çelebi” unvanı da aynı
               zamanda arif ve kâmil bir kimse olduğunu ortaya koymaktadır. Eserinde işlediği konuları ayet ve
               hadislerle ustaca desteklemesi Süleyman Çelebi’nin dinî ilimleri çok iyi bildiğini göstermektedir.
                   Mevlit’te Hz. Peygamber’in (s.a.v.) doğumunun yanı sıra mucizeleri, miraca çıkışı, Mekke’den
               Medine’ye hicreti ve vefatı veciz bir dille anlatılmıştır.
                   “Vesîletü’n-necât” (kurtuluş vesilesi) adıyla bilinen Mevlit’in şöhreti, asırları aşarak günümüze
               kadar gelmiştir. Ülkemizde asker uğurlamadan doğum ve ölüme; düğün, sünnet gibi sosyal olaylar-
               dan kandil gecelerine kadar hemen her vesileyle Mevlit okunmakta ve dinlenmektedir.  Bu durum
               Türklerdeki zengin ve sonsuz Peygamber (s.a.v.) sevgisinin yansımaları olarak kabul edilebilir.


                                                   BİLİYOR MUSUNUZ?




                        Mevlit İslam âleminde ilk kez Fâtımîlerde görülse de, Hz. Muhammed’in (s.a.v.)
                    doğumu için yapılan ilk büyük resmi ve samimi mevlit şenlik ve törenlerini başlatan
                    Osmanlılar olmuştur.
                                                             (A. Necla Pekolcay, “Mevlid”, DİA, C 29, s. 486.)






               24. bk. A. Necla Pekolcay, “Mevlid”, DİA, C 29, s. 486.
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14