Page 14 - 12. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 4. Ünite
P. 14

103
                                  Kültürümüzde Peygamberimiz


                Miraç,  Hz.  Muhammed’in  (s.a.v.)  pey-
            gamberliğinin  11.  senesinde  meydana  ge-
            len  ve  onun  Mescid-i  Haram’dan  Mescid-i
            Aksa’ya,  oradan  da  göğe  yaptığı  yolculuk
            esnasında Allah (c.c.) katına çıkışıdır. Bu se-
            beple Recep  ayının 27. gecesi, bütün İslam
            âleminde “Miraç Kandili” olarak kutlanır.
                Miraç hadisesi Müslümanlar tarafından İs-
            lam tarihi boyunca mucizevi bir olay olarak kabul
            edilmiş, hemen hemen bütün Müslüman millet-
            lerin  medeniyetlerine  edebiyat,  musiki,  minya-
            tür, hat gibi  alanlara kuvvetle yansımıştır. Bu tür
            sanatlar daha çok “Miraciye”  adıyla İranlılar ve   Görsel 4.7: Miraç Mescid-i Aksa'dan sonra  semaya yapılan
                                                       yolculıktur.
            Türkler tarafından kaleme alınmıştır. 30
                İlahi, tasavvufi temaları işleyen Türk dinî musikisinin makam ve usulleriyle bestelenerek dinî
            toplantılarda okunan şiirlere verilen addır.  Sözleri genellikle Hz. Peygamber’i (s.a.v.) konu alır
                                                  31
            niteliktedir. Tevşih adı verilen bu ilahiler Arapçada “süslemek, düzenlemek” anlamına gelmekte-
            dir. Mevlit, mi’raciye gibi büyük formdaki eserlerin bölümlerini süslemek için kullanılan tevşihler
            dinleyenler tarafından oldukça beğenilir. 32
                Allah (c.c.), Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ve din büyüklerinden, İslam dininin iba-
            det  ve  meselelerinden  söz  eden  dinî-tasavvufi  şiirlerin  herhangi  bir  çalgının  eşliği  olmaksızın
            okunduğu kasideler edebiyat ve musikimizde önemli yer tutmaktadır. Kasideler, belirli bir makam
            seyri takip edilmek suretiyle doğaçlama icra edilir. 33

                Arapçada “dua” ve “namaz” anlamlarına gelen sala (salat)  Hz. Peygamber (s.a.v.) sevgisini dile
                                                                  34
            getiren en dokunaklı güfteler arasında yer almaktadır. Salada Hz. Peygamber’e (s.a.v.) Allah’tan (c.c.)
            rahmet ve selam temenni edilmekte ve Hz. Muhammed (s.a.v.) methedilmektedir. Ayrıca onun şefa-
            atını dileyen, Peygamberimizin (s.a.v.) aile fertlerine ve yakınlarına dua ifadeleri içeren sala belirli bir
            besteyle veya serbest okunmaktadır. Peygamberimizle (s.a.v.) ilgili salalardan biri şöyledir:

                “Es-salâtü vesselâmü aleyke yâ Resûlallâh
                  Es-salâtü vesselâmü aleyke yâ Habîballâh
                  Es-salâtü vesselâmü aleyke yâ Seyyide’l-evvelîne ve’lâhirîn”
            Anlamı şöyledir:

                Salât ve selâm sana olsun ey Allah’ın Resûlü (Elçisi)
                Salât ve selâm sana olsun ey Allah’ın Habîbi (Sevgili Peygamberi)
                Salât ve selâm sana olsun ey öncekilerin ve sonrakilerin Efendisi 35

                Allah (c.c.) ve Peygamber (s.a.v.) sevgisi merkezinde gelişen dinî musiki, özellikle Osmanlı
            medeniyeti  çerçevesinde  ileri  düzeye  ulaşmıştır.  Osmanlı  tasavvuf  müziği  “Türk  din  musikisi”
            ifadesiyle  kendini  bulmuştur.  Tasavvuf  musikisi  yüzyıllar  boyunca  gönüllere  hitap  etmiş  ve
            günümüzde de etmektedir.

            30. bk. Mustafa Uzun, “Mi’râciyye”, DİA, C 30, s. 137.
            31. bk. Mustafa Uzun, “İlahi”, DİA, C 22, s. 64-68.
            32. bk. Nuri Özcan, “Tevşih”, DİA, C 41, s. 48.
            33. bk. İsmail Hakkı Özkan, “Musiki”, DiA, C 24, s. 566.
            34. Dinî Terimler Sözlüğü, s. 321.
            35. Nuri Özcan, “Salâ”, DİA, C 36, s. 15.
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19