Page 6 - İslam Tarihi 4. Ünite
P. 6
karşılık bazı isyancıların devletin hâkimiyetine
girmek için şart koştuğu özerklik isteğini asla
MUHAKEME kabul etmemiş, ayrıca isyancıları kontrol altın-
da tutmak maksadıyla isyan bölgelerinin yakı-
nına ordugâhlar kurmuştur. İsyancı liderlerini
aileleriyle beraber Kurtuba’da ikamete mec-
Endülüs Emevi Devleti’ni emîrlikten hilafete bur etmiş, onlara bazı devlet kadrolarında gö-
geçmeye yönelten sebepleri yorumlayınız. revler vermiştir. III. Abdurrahman’ın stratejik
adımları Endülüs Emevilerine eskisinden çok
daha parlak bir dönemin kapılarını açmıştır.
Emevi Devleti’nin en uzun sürecek olan
istikrar dönemini başlatan III. Abdurrahman
çeşitli etnik unsurlardan oluşan halkı Endü-
lüslü olma paydasında birleştirmek için tüm kesimleri kuşatıcı politikalar izlemiştir. Bu şekilde sağladığı
siyasi bütünlüğü sürdürmek ve Abbasilerin bir türlü engelleyemediği Fâtımîlerin yayılmacı politikasıyla
baş edebilmek için de halifeliğini ilan etmiştir. 3
2.2. Halifelik Dönemi
929 yılında “Nâsır lidinillah” unvanını alarak Endülüs Emevi Devleti’nde hilafet dönemini başlatan
III. Abdurrahman bu sayede Kuzey Afrika ve Endülüs’teki Sünnî Müslümanları Şiî Fâtımîlere karşı tek bir
cephede toplamayı başarmıştır. Uyguladığı politikalar ile Fâtımî tehdidini savuşturan Halife, çevredeki
Hıristiyan krallık ve kontluklarla olan mücadelesinden de galip çıkmış, onları kendisine tabi olmaya
mecbur bırakmıştır. Bu sayede Endülüs, bölgenin en güçlü devleti konumuna yükselmiş, başkent Kur-
tuba da Batı Avrupa’nın merkezi hâline gelmiştir. III. Abdurrahman’ın kurduğu Kurtuba yakınlarındaki
saltanat şehri Medinetüzzehra bu dönemde Bizans ve Alman imparatorlukları ile Fransa ve İtalya’dan
gelen elçileri ağırlamıştır.
III. Abdurrahman’dan sonra yerine geçen oğlu II. Hakem babasının siyasetini devam ettirerek hem iç
istikrarı hem de dış ilişkilerdeki üstünlüğü sürdürmüştür. Halife özellikle ilim ve kültür alanlarındaki çalış-
maları destekleyerek Endülüs’teki İslam medeniyetinin yükselmesini sağlamıştır.
II. Hakem’in vefatının ardından on iki yaşındaki oğlu II. Hişam tahta geçince Endülüs Emevi Devleti’nde
yeni bir dönem başlamıştır. “Âmirîler Dönemi” diye adlandırılan bu dönemde devletin idaresi fiilen Hali-
fe’nin elinden çıkıp el-Mansur diye tanınan İbn Ebi Âmir ve oğullarının kontrolüne geçmiştir. II. Hişam’ın
başveziri olan el-Mansur, Halife’yi özellikle eğlenceyle meşgul ederek devlet işlerinden uzak tutmuştur.
Devlet sarayını da içinde barındıran saltanat
şehri Medinetüzzehra’ya alternatif olarak Me-
dinetüzzâhire’yi kurmuş, ardından burayı dev-
letin merkezi yapmıştır. Ordu içinde birtakım
düzenlemeler yaparak askeri tamamen ken-
disine bağlı bir hâle getirmiştir. Başvezir bu-
nunla yetinmeyip kendi adına para bastırarak
hutbelerde isminin Halife’yle birlikte zikredil-
mesini sağlamıştır. Diğer taraftan Hıristiyanlar
üzerine düzenlediği seferlerde başarılı olması
onun halk nezdindeki şöhretini artırmıştır. Ve-
fatından evvel oğlu Abdülmelik’i kendi yerine
hacip tayin ederek yönetimdeki hâkimiyetini
Görsel 4.3 pekiştirmiştir.
Medinetüzzehra Sarayı’nın kapısı Halifenin devlet idaresine müdahil olmadı-
ğı, güç ve otoritenin hacibin elinde bulunduğu
dönem Abdülmelik’in hacipliği sırasında da devam etmiştir. O, babasının izlediği politikaları devam ettire-
rek onun kadar başarılı bir yönetim sergilemiştir. III. Abdurrahman’la başlayan istikrar ve II. Hakem’in can-
landırdığı kültür ortamı Abdülmelik’in vefatına kadar varlığını sürdürmüştür. Ancak onun vefatıyla Âmirîle-
rin itibarı düşüşe geçmiş, bu durum devlet sisteminde büyük bir tıkanıklığın yaşanmasına sebep olmuştur.
4
3 bk. Mehmet Özdemir, “Endülüs”, DİA, C 11, s. 212-213.
4 bk. Mehmet Özdemir, Endülüs Müslümanları (Siyasi Tarih), s. 133-150.
74