Page 16 - İslam Ahlâkı 5. Ünite
P. 16
ALLAH’A VE PEYGAMBERİMİZE KARŞI VAZİFELER 5. ÜNİTE
1.8. Havf ve Reca
Havf, sözlükte korku, kaygı, endişenin karşılığı BİLİYOR MUYDUNUZ?
olarak açıklanmaktadır. Terim olarak ise hoşlanılmayan Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
bir durumun başa gelmesinden veya arzulanan bir
şeyin kaybedilmesinden dolayı duyulan endişedir. “Allah korkusu sebebiyle ağlayan kişi,
Ayrıca Allah’a onun istediği gibi ibadet edememekten, sağılan süt memeye dönmedikçe
işlenen günahları çokça hatırlamaktan, ahiret hâllerini cehenneme girmeyecektir. Allah
düşünmekten ve bunlara bağlı olarak Allah’ın rızasını yolunda kaldırılan toz ile cehennem
kaybetme endişesiyle duyulan korku anlamında dumanı asla bir araya gelmez.”
kullanılmaktadır. Reca ise insanın, olmasını Tirmizî, Zühd, 8.
388
istediği şeyleri umması, arzu etmesidir. Terim anlamı
ise müminlerin günahlarının affedilip cennete
gireceklerine dair Allah’a karşı besledikleri duygu, Hikâye
hüsnüzan, Allah’ın bağış ve affını ummadır.
389
Allah’a (c.c.) karşı vazifelerde dengeli olmak çok Hazret-i Âişe Allah (c.c.) korkusu
önemlidir. Ne çok ümide kapılarak “Nasıl olsa Allah af- ile ilgili şu hatırasını anlatır:
feder?” mantığı ile ibadetleri ihmal etmek ve günahları “Rablerine dönecekleri için yap-
işlemekten çekinmemek, ne de “Günahım o kadar çok makta oldukları işleri kalpleri ürpere-
ki, Allah beni affetmez.” diyerek, ibadet ve iyiliklerden rek yapanlar var ya, işte hayır işlerine
geri kalmak doğru değildir. Bunun için kullara bir ölçü koşan ve hatta bunun için yarışanlar
verilmiştir, o da; “Korku ile ümit arasında olmaktır.” Hem onlardır.” (el-Mü’minûn, 60-61) ayetleri
Allah’ın azabından korkacağız, hem de rahmetini uma- nazil olunca Peygamber Efendimiz’e
cağız. Bu dengeyi anlatmak için bazı âlimler, havf ve re- (s.a.v): Ayette bahsedilenler, zina, hır-
cayı bir kuşun iki kanadına benzetirler. Kanadın biri ol- sızlık ve içki gibi haramları işleyenler
madan diğeri ile uçmak mümkün olmadığı gibi, havf ve midir?” diye sormuştum. O da: Hayır
reca olmadan dengeli bir kulluk da söz konusu olmaz. ey Sıddîk’ın kızı! Ayette anlatılmak is-
tenenler, namaz kıldığı, oruç tuttuğu
Korku ile ümit aslında birlikte olur. Bir şeyde ümit ve sadaka verdiği hâlde, bu ibadetle-
varsa korku da vardır. İyi bir aracınız varsa, rahat bir yol- rinin kabul olup olmama endişesiyle
culuğa ümidiniz vardır, ancak başınıza bir kaza gelme- korkanlardır.” buyurdu.
sinden de korkarsınız. Sınavdan iyi not almak ümidiniz (İbn-i Mâce, Zühd, 20.)
vardır, ancak bir yanlışlık yaparak veya soruyu bileme-
yerek kötü not almaktan da korkarsınız. Dinî hayatta da
ümit ve korku birbirinden ayrılmamalıdır.
Kişi Allah’ın (c.c.) affedici, karşılıksız ikram edici, çok
merhametli olduğunu düşündüğünde sevgisi artıp
ümitlenmelidir. Günahkârları cezalandırıcı, onlar için
yakıcı bir azap hazırlayan ve cezasının çok şiddetli ol-
duğunu düşündüğünde de böyle bir sonuçla karşılaş-
maktan korkmalıdır. Allah (c.c.) korkusu, insandaki diğer
korkulara benzemez. Kişiyi iyi işler yapmaya sevk eden,
388 Dini Terimler Sözlüğü, s. 129.
389 Dini Terimler Sözlüğü, s. 303.
131