Page 12 - İslam Ahlâkı 4. Ünite
P. 12
İŞ VE MESLEK AHLAKI 4. ÜNİTE
2.6. Hizmette Eşit Davranma
Hizmet denildiği zaman, ilimden sanata, eğitimden ticarete, aileden topluma, hayatın
her alanını içine alan bir kavram akla gelir. Dolayısıyla insanlık adına atılacak olumlu her
adım, ortaya konulacak her çalışma ve iş gücünü bu bağlamda hizmet anlayışının içinde
değerlendirmek mümkündür. İslam dini, insana ve topluma hizmet etmeyi mukaddes bir
görev olarak kabul etmiş ve hizmet verirken insanlar arasında ayrım yapmayı yasaklamıştır.
Toplumda birlik ve beraberliğin, huzur ve mutluluğun sağlanması herkese eşit davranmakla
mümkündür. Çalışma hayatında karşılıklı sevgi, saygı ve adalet prensiplerine uygun olarak
hareket edilmelidir. İslam çalıştırdığı kişileri ezen, onların hak ve hukukunu ihmal eden bir iş-
vereni onaylamadığı gibi yaptığı işin gereklerini yerine getirmeyen çalışanı da tasvip etmez.
Toplumların huzur ve mutluluğu yardımlaşma, dayanışma, saygı, sevgi, hak ve hukuka
riayet etme ilkelerine bağlıdır. İslam, bütün bu ilkeleri insan hayatında hâkim kılarak birbirini
seven, birbirinin derdine koşan, çalışan, üreten ve bir arada barış, güven ve huzur içinde
yaşayan fertlerden oluşan bir toplum hayatı inşa etmeyi hedefler. Bu nedenle dinimizde
hizmet etmek, çalışıp üretmek mümin için vazgeçilmez bir hayat anlayışı olmuştur. İnsa-
nın sahip olduğu maddi ve manevi potansiyel, ona, sadece kendi ihtiyaçlarını karşılayıp
arzularını yerine getirmek için verilmemiştir. Bunları başkalarıyla paylaşma, yardımlaşma,
diğerkâmlık gibi ahlaki değerler, toplumsal dayanışma ve birlikteliğin bir gereğidir. Çünkü
İslam dininde sadece insanın kendisini düşünmesi, bir başkasını dikkate almadan bencilce
bir hayat sürdürmesini kabul etmez. Ayrıca insanın, çevresindekilere karşı duyarsız kalma-
sını asla hoş karşılamaz. Hz. Peygamber’in (s.a.v) diliyle Müslüman; “Kendisi için istediğini
başkaları için de arzu edendir. Eli ve dili ile başkalarına zarar vermeyendir.” 305
“İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.” prensibinden hareketle, Müslüman için
hayatı bütünüyle hizmet alanı olarak değerlendirmek mümkündür. Kur’an, gerçek imanın
amelle bütünleşmesi gerektiğine, insanın dünya ve ahiret mutluluğuna ancak bu şekilde
erişebileceğine dikkat çekmektedir. Üstelik ameli de salih nitelemesiyle ortaya koymakta,
böylece insanın her davranışının, yeryüzünde barış ve sulhu gerçekleştirmeye, dürüst ve er-
demli hareket etmeye yönelik olmasını istemektedir. Dinimizde Kur’an’ın öngördüğü ahlak,
sadece ibadet hayatını değil, bütün hayatı kuşatmaktadır. Dolayısıyla çalışma ve üretimde
bulunma da bir nevî ibadet sayılmaktadır. “...Herkes kazandığı karşılığında rehindir.”
306
ayeti, herkesin kişisel kurtuluşunun, kendi çalışmasının neticesinde olacağını ifade etmek-
tedir.
Allah’ın (c.c.) sevgi ve rızasını kazanmak,
onun kullarına hizmet etmek, hayır ve iyilik yo-
lunda yarışmak ve insanlığın mutluluğu için çalış-
makla doğrudan irtibatlıdır. Yüce dinimiz devamlı
surette bizlere sorumluluk bilinci aşılamaya ve
bizleri bütün insanlık için yararlı işler (ameli salih)
yapmaya çağırır.
305 Buhârî, İman, 5, 7.
306 Tur suresi, 21. ayet.
107