Page 20 - İslam Kültür ve Medeniyeti 3. Ünite
P. 20

III. ÜNİTE
                                                             İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNDE SOSYAL VE EKONOMİK HAYAT



             Zekât, zenginin malındaki fakirin hakkıdır. Zekât veren kişilerin gönülsüz davranmaması ve
          başa kakmaması, fakirin de alırken mahcubiyet duymadan kendi hakkını alma bilinciyle ha-
          reket etmesi gerekir.  İslamın zekât verme usulleri konusundaki hassasiyeti, İslam Kültür ve
                              78
          Medeniyetinin psikolojik dayanaklarını da ortaya koymaktadır.
                  KARŞILAŞTIRALIM


              Zekat ve faizi toplumsal hayata etkileri yönüyle karşılaştırınız.


             İnfak: İnsana rızık olarak verilenlerden muhtaçlara da pay ayır-
          mak, onları yokluğa mahkûm etmemektir. Müslümanlar, çeşitli yol-
          larla elde ettikleri para, ziynet, eşya, mülk gibi maddi kazançlarının
          kullanımında infak duygusuyla hareket eder.

             İslamiyette, malı biriktirmek ve cimrilik hoş görülmez. Anneye,
          babaya, yakınlara, yoksullara, öksüzlere, yolda kalmışlara ve ihtiyaç
          sahibine karşılık beklemeden infak edilmesi tavsiye edilir. İbadet bi-
          linciyle verilen zekât ve infak, eşitsizliği yansıtan sınıfların ortaya çık-
          masını engeller.                                                        İstanbul’da bir sadaka taşı

             İslam Ekonomisinin Gelişimi ve Kurumlaşması: Müslümanlar, ekonomik sistemlerini oluş-
          tururken İslam’ın iktisadi düzeninin esaslarına dayanarak çözümler üretmişlerdir. Ekonominin
          düzenli işleyişinde kurumlaşma belirleyici olmuştur. Zekât, cizye ve haraç gibi vergilerin top-
          lanması ve dağıtımı, ganimetlerin paylaşılması, Beytülmal’ın kurulması ilk defa Hz. Peygam-
          ber (s.a.v.) Dönem’i’nde yapılan ekonomik faaliyetlerdir. Hz. Ebu Bekir (r.a.), toplanan gelirleri
          bekletmeden dağıtırdı. Vefatından sonra bir heyet huzurunda Beytülmal’ı açan Hz. Ömer (r.a.),
          burada sadece bir dinar bulabilmiştir. 79

                    TESPİT EDELİM

               “Atlas Okyanusu’ndan Çin sınırlarına, Hind Okyanusu’ndan Hazar Denizi’nin kuzeyine kadar uzanan
            bölgelerde, bir İslam ortak pazarı çerçevesinde yoğun bir ticari faaliyet görülmekteydi. Uzakdoğu-Av-
            rupa ticareti Müslümanların denetimi altına girmişti. Eski dünyanın iktisadi bakımdan değerli alanları
            İslam toprakları hâline gelmişti. Vahalar ve sulama kanalları ile donatılmış Türkistan, Mezopotamya
            Mısır; buğday ve zeytinyağı deposu kuzey Afrika; ileri maden teknolojisine sahip Kafkasya ve İspanya,
            İslam toprakları olmuştu. Dünyanın başlıca altın madenlerine ulaşan yollarla belli başlı ticaret yolları
            Müslümanların eline geçmişti.

               İslam dünyası büyük limanlarla birlikte gemiler, tersaneler ve yetişkin denizcilere sahip olmuştu. Su-
            riye’den Avrupa’ya, İran ve Orta Asya’ya ulaşan ulaşım organizasyonları ile büyük kervan şehirlerini
            Müslümanlar yönetiyordu. Soyları Fenikelilere kadar uzanan ve dış ticarette uzmanlaşmış kadrolar da
            Müslüman olmuşlardı. Siyah Afrika, Endonezya, Orta Asya ve nihayet Çin, İslam’ın etkisi altına girmiştir.
            Akdeniz ile Hind Okyanusu adeta birleşmiştir.”
                                                                    Ahmet Tabakoğlu, Türk İktisat Tarihi, s. 63


             İslam ülkeleri arasında gerçekleşen ekonomik ilişkilerin siyasi, sosyal ve kültürel gelişmelere
                etkilerinin neler olabileceğini tartışıp sonuçları bir metin hâlinde listeleyiniz.


          78 bk. Bakara suresi 263. ayet
          79 Mehmet Erkal, “Beytülmal,” DİA, C 6, s. 90.

                                                      57
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24