Page 4 - Akaid 2. Ünite
P. 4
İMAN VE MAHİYETİ 2. Ünite
Taklidî iman - Tahkikî İman: Delillere dayalı olmaksızın, ana-babadan veya çevresindeki in-
sanlardan görerek ve öğrenerek iman etmeye taklidî iman denir. Böyle bir iman aile başta olmak
üzere çevrenin telkiniyle meydana geldiği için aslında İslam toplumunda doğup büyümüş olmanın
doğal bir sonucudur. Delillere, bilgiye, araştırma ve kavramaya dayalı imana ise tahkikî iman denir.
Ehl-i sünnet âlimlerinin çoğunluğuna göre
taklidî iman geçerlidir. Ancak kişi imanını akli ve
naklî delillerle kuvvetlendirme yönüne gitme-
diği için sorumlu kabul edilmiştir. Taklidî iman,
inkârcı ve sapık fikirli kişilerin ileri sürecekleri
şüphelerle sarsıntıya uğrayabilir. Bunun için
imanı; dinî ve aklî delillerle kuvvetlendirmek
gerekir. Çünkü bu deliller, ileri sürülecek şüphe-
lere karşı imanda direnç sağlar. 7
İcmalî İman - Tafsilî İman: Tevhid ve şeha-
det kelimelerini inanarak söylemek, imanın ilk
derecesi ve İslam'ın temel direğidir. Gerçekte "... Allah’tan başka bir yaratıcı var mı?..."
Allah’ı (c.c) yegâne ilah tanıyan, Hz. Peygam- (Fatır suresi, 3. ayet)
beri Allah'ın peygamberi olarak kabullenen kişi,
diğer iman esaslarını ve Peygamberimizin (s.a.v) getirdiği her şeyi toptan kabullenmiş demektir.
Çünkü diğer iman esasları, Hz. Peygamber aracılığıyla bize bildirilmiş, onlara inanmanın gerekli
olduğu o yüce peygamber kanalıyla bize ulaşmıştır. Öyleyse Allah Elçisi’ni tasdik, getirdiği şeyler-
de ona inanmak demektir. Tevhid ve şehadet kelimelerini inanarak söyleyen kimse, Hz. Muham-
med’in (s.a.v) haber verdiği ve bizlere bildirdiği esasların hepsine birden iman ettiğinden bu imana
icmalî (toptan) iman denmektedir .
8
Mümin sayılabilmek için icmalî iman yeterli olmakla birlikte, kişinin dinin diğer hükümlerini
ve inanılması gerekli olan şeylerin her birini teker teker öğrenip onlara da inanması zorunludur.
İnanılacak şeylerin her birini açık ve geniş bir şekilde öğrenip bunlara ayrıntılı olarak inanmaya
tafsilî iman denir. Tafsilî iman, imanın en geniş şeklidir; bu sebeple üç derecede incelenmektedir:
Birinci derece; Allah’a (c.c), Hz. Muhammed’in (s.a.v) Allah’ın (c.c) peygamberi olduğuna ve
ahiret gününe kesin olarak inanmaktır. Tafsilî iman, icmalî imana göre daha açık ve daha geniştir.
Çünkü burada ahirete iman da özellikle belirtilmiş ve yer almıştır.
İkinci derece; Allah’a (c.c), Allah’ın meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret günü-
ne, öldükten sonra tekrar dirilmeye, cennet ve cehennemin, mükâfat ve azabın varlığına, kaza ve
kadere inanmaktır. Yani tafsilî imanın ikinci derecesi, âmentüde ifade edilen prensiplerdir.
N NOT EDELİM
Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şahadet
ٌ
ّٰ ُ ُ َ َّ َ ُ ّٰ َّ َ ٰ َ
للا لوسر دمحم للا لإ هلِا ل
ِ
Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed O’ nun elçisidir.
َ
َ
َ
ْ
ُ
ُ ُ َ َ ُ ُ َ ً َّ َ ُ َّ ُ َ َ ُ ّٰ َّ َ ٰ َ ْ ُ َ ْ َ
ْ
هلوسرو هدبع ادمحم نأ دهشأو للا لإ هلِا ل نأ دهشأ
ِ
Ben Allah’tan başka ilah olmadığına,
Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şahitlik ederim.
7. bk. A.Saim Kılavuz, Anahatlarıyla İslam Akaidi ve Kelam’a Giriş, s. 52.
8. bk. A.Saim Kılavuz, Anahatlarıyla İslam Akaidi ve Kelam’a Giriş, s. 49-51.
28