Page 55 - Tefsir Okumaları 3. Ünite
P. 55
3. ÜNİTE
ِ
ِ
ِ
۪
۪
ِ
ِ
ـ
ـ
ـ
ـ
ـ
ـ
ـ
ةـمكحْلاو باـتكْلا مـكمّلعيو مـكيكزيو اـنتايٰا مـكيَلع اوــلتي مـكنم لوـسر مـكيف انْلـسرَا اـمك
ـ
ـ
ـ
ـ
ً
ُ
ُ
ٓ َ
َ ْ
ُ
ُ
َ َ َ َ ُ ُ َ ُ َ ْ ُ ّ َ ُ َ َ َ ْ ْ َ ْ َ ْ ُ ْ ُ َ ْ َ َ ْ َ
ِ
﴾١٥١﴿ ۜنوــمَلعت اوــنوكت مــَل اــم مــكمّلعيو
َ
ُ
َ
ُ ُ َ
ُ ْ
ُ َ ُ َ
ْ
َ ْ
151- Nitekim kendi içinizden size ayetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size
Kitab’ı, hikmeti ve daha önce bilmediğiniz birçok şeyi öğreten bir peygamber gönderdik.
Surenin önceki ayetlerinde Hz.
İbrâhîm’in (a.s.) şu duasına yer verilir: “Rab- NOT EDELİM
bimiz! İçlerinden onlara bir peygamber Hz. Peygamber (s.a.v.), Hz. İbrâhîm’in (a.s.)
gönder; onlara ayetlerini okusun, kitabı ve neslinden gelmesi için dua ettiği peygamberin
hikmeti öğretsin ve onları her kötülükten kim olduğunu açıklarken şöyle buyurmuştur:
“Ben babam İbrâhîm’in duasıyım.”
arındırsın. Şüphesiz, sen mutlak güç sa-
hibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.” Bu (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4; 127,128)
118
ayette ise Hz. İbrâhîm’in (a.s.) duasının kabul
edildiği bildirilmektedir. Kıble değişikliği konusunda şüpheye düşenlere, özellikle de Yahudilere
yeni kıblenin, Kabe’nin, Hz. İbrâhîm (a.s.) tarafından inşa edildiği, Hz. İbrâhîm’in (a.s.) diniyle
-
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) dininin de aynı olduğu mesajı verilmektedir. Araplara, Kabe’nin kıbM
le olarak belirlenmesiyle Allah’ın nimetini tamamladığı ifade edilirken bir başka nimet olan Hz.
Peygamber’in (s.a.v.) içlerinden birisi olarak kendilerine gönderilmesi hatırlatılmıştır. 119
“Kendi içinizden” ifadesi aranızdan, kendi toplumunuzdan demektir. Araplara hitap edil-
mekte onlara Hz. Muhammed’in (s.a.v.) dışarıdan yabancı birisi olarak gelmediği, o toplumda
doğup büyüyen birisi olduğu hatırlatılmaktadır. Bu aslında onlar için bir şereftir. Yahudiler son
peygamberin kendilerinden olmasını çok istemişlerdi, ancak bu Araplara nasip oldu.
Toplumların inanç, düşünce ve alışkanlıklarını değiştirmek isteyenlerin o toplumun için-
den olmaları ve toplumlarının değer, anlayış ve yaşantılarını iyi bilmeleri gerekmektedir. Kendi
toplumlarından olmayan kişilerin taleplerine şüpheyle bakılır ve istenilen destek verilmeyebilir.
Bu yüzden tüm peygamberler yaşadıkları yerlerde, kendilerini tanıyan halka tebliğle görevlendi-
rilmişlerdir. “Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara (Allah’ın
emirlerini) iyice açıklasın. Allah (c.c.), dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. O,
mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” 120
ÖĞRENELİM
“Sizi uyarması ve sizin de Allah’a (c.c.) karşı gelmekten sakınıp rahmete ulaşmanız için
içinizden bir adam aracılığı ile Rabbinizden size bir zikir (vahiy ve öğüt) gelmesine şaştınız
mı?”
( A’râf suresi 63. ayet )
118 Bakara suresi,129. ayet.
119 Razi, Tefsir-i Kebir, C 4, s. 68-69; Kutup, Fi Zilali’l-Kur’an, C 1, s.210, 211.
120 İbrahim suresi, 4. ayet.
171