Page 57 - Tefsir Okumaları 2. Ünite
P. 57
2. ÜNİTE
Ahfeş der ki: Helak oluş içindedir.
Ferra der ki: Ukubet ve ceza içerisindedir.
Abdurrahmân b. Zeyd der ki: Şüphesiz bir kötülük içerisindedir.
Yine Abdurrahmân b. Zeyd şöyle der: Muhakkak bir eksiliş içindedir.
İbrâhîm en-Nehai de şu açıklamayı yapar: Şüphesiz ki insana dünyada uzunca bir ömür verilse
ve kocayıp yaşlanacak olursa elbette o bir eksiklik, zayıflık ve gerilikle içiçe olur. 90
3. Ancak iman edip sâlih ameller yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirle-
rine sabretmeyi öğütleyenler müstesnâ!
İnsan, hüsrandan kurtuluşun yolu NOT EDELİM
olarak gösterilen şu dört hususu ne kadar İmam Şafi (r.h.) şöyle buyurur:
kâmil manada yerine getirebilirse, o nispet- “Şayet, bütün bir Kur’an-ı Kerim yerine sade-
te zarar ve ziyandan kurtulma imkânı bulur: ce Asr suresi indirilmiş olsaydı, bu bile yeterdi.
Çünkü onda İslam’ın bütün esaslarını bulmak
Birincisi; iman etmek: Allah’a (c.c.), mümkündür...”
âhirete, Kur'an-ı Kerim ve Peygamberi-
miz’in (s.a.v.) haber verdiği bütün esaslara kâmil manada inanmak. Bunlar hakkında zerre kadar
bir şüphe ve tereddüt taşımamak. Çünkü ancak böyle bir iman insanı, tüm kötülüklerden alıkor,
onu Allah (c.c.) ve Resulü’ne (s.a.v.) itaata, Kur’an ve sünnete uymaya sevk eder.
İkincisi; sâlih ameller yapmak: İbadet, muamelât ve ahlaka dair bütün güzel ve hayırlı işler
amel-i sâlihtir. Dolayısıyla Allah Teâlâ’ya (c.c.) ibadet sâlih amel olduğu gibi, muhtaçlara iyilik,
yardım, İslam’ı tebliğ, Allah (c.c.) yolunda cihad, zulme ve zalimlere karşı mücadele etmek; hak,
adalet, doğruluk, emanet, iyilik ve takvâ üzerinde yardımlaşmak; helâl kazanmak; ailesine, ak-
rabasına, komşularına ve topluma karşı vazifelerini yerine getirmek; insanlara faydalı olmak ve
onlara güzel davranmak hep amel'i-sâlihtir.
Üçüncüsü; hakkı tavsiyeleşmek: “Hak” gerçek ve doğru demektir. Allah Teâlâ’nın (c.c.)
güzel isimlerinden biridir. Hak, bâtılın zıddıdır. Genellikle şu iki manada kullanılır: Birincisi, doğ-
ruya, adalete uygun ve gerçek sözdür. İster dinî, ister dünyevi meseleler hakkında olsun aynıdır.
İkincisi, insanın yerine getirmesi vacip olan haktır. Bu, Allah’ın (c.c.) hakkı, insanların hakkı veya
nefsinin hakkı olabilir.
“Hakkı tavsiye etme”nin manası ise mü’minlerden oluşan İslam toplumunun, hakka karşı
bâtılın yayılmasına seyirci kalmayacak kadar duyarlı olmasıdır. İslam toplumunda ne zaman ve
nerede bâtıl baş kaldırsa, hakkın yanında olanlar seslerini yükseltmelidirler. Toplumda her fert
sadece kendisi hakkı, doğruluğu ve adaleti yerine getirmekle kalmamalı, aynı zamanda bunu
başkalarına da tavsiye etmelidir. Zira bir toplumu ahlakî düşüş, çözülme ve yok olmaktan korumak
90 Kurtubi, el-Cami, C 19, s. 329-330.
107