Page 17 - Tefsir Okumaları 2. Ünite
P. 17
2. ÜNİTE
ARAŞTIRALIM
İnsanın ihtiyarlık dönemi açısından;
“Kime uzun ömür verirsek onu yaratılışta baş aşağı çeviririz. Hiç akıl erdirmiyorlar mı ki gidiş
nereye?” (Yâsîn suresi, 68. ayet) ayeti ile
“…İçinizden kimi erkenden, hatta çocuk yaşta ölür. Kimi de ömrün en düşkün çağına kadar
yaşatılır da, daha önce bazı şeyler öğrenmişken artık hiçbir şey bilmez hâle gelir.” (Hac suresi, 5.
ayet) ayetini araştırınız.
Mücâhid ve Hasan Basrî’nin söylediklerine göre, ayetin bu ifadesi, “Sonra da onu cehen-
neme göndeririz” manasınadır. Nitekim Hz. Ali şöyle der: “Cehennemin kapılarının bazısı, diğer-
lerinden daha alttadır. İşe önce en dipteki kapıdan başlanır ve orası doldurulur. İşte esfel-i sâfilîn
(aşağıların aşağısı) budur.”
Buna göre mana, “Biz onu esfel-i sâfilîne, yani cehenneme göndeririz.” şeklinde olur. 35
6. Ancak iman edip sâlih ameller yapanlar müstesnâ! Onlar için hiç eksilmeyen ve
tükenmeyen bir mükâfat vardır.
Bunlar, Peygamber’in (s.a.v.) davetini kabul eden, getirdiği esaslara inanıp sâlih amel işle-
yen bahtiyarlardır. Onlar yaratılış gayelerine uygun davrandıkları, kendilerine emanet edilen ilahî
fabrikayı, Yaratan’ın rızasına uygun çalıştırdıkları için dünyada devamlı daha güzele ve daha iyiye
doğru ilerlerler. An be an, nefes be nefes, adım be adım, gün be gün sevaplarını, Hakk’a yakın-
lıklarını artırırlar. Samimi niyetleri, Allah Teâlâ’nın (c.c.) tüm yasaklarından kaçınmak, razı olduğu
işleri en güzel şekilde yerine getirmek olduğu için güçleri yettikçe bunları yapar sevaplarını alırlar.
Hastalık ve yaşlılık gibi zaruri sebeplerle ibadetlerinde bir aksama olursa da Yüce Rabbimiz (c.c.),
gençlik ve sıhhatli hallerinde yaptıkları gibi bunları yapmış kabul eder ve sevaplarını eksiksiz ve-
rir. Ahirette de huzuruna getirdikleri güzel amelleri duruma göre bire ondan başlayıp bire yüz,
36
bire yedi yüz ve istediğine daha fazla katlayarak mükâfatlarını tastamam verir. Onları yüksek
37
cennetlerde eksilmesi, azalması, kesilmesi mümkün olmayan bol ve ebedî nimetlere gark eder.
7. Ey insan! Bütün bu delillerden sonra, artık hangi şey sana hesap ve cezayı yalan-
latabilir?
8. Allah hüküm verenlerin en âdili değil mi?
Bu ayetlerde şaşılacak bir durumdan bahsedilir. Bunun sebebi şudur: İnsanın, bir nutfeden
yaratılıp tığ gibi bir genç hâline getirilmesi, sonra olgunlaşıncaya kadar gitgide geliştirilmesi, daha
sonra da erzel-i ömre ulaşana kadar baş aşağı eğdirilip kamburunun çıkarılması, onu yaratanın
insanları yeniden diriltmeye ve hesaba çekmeye de kadir olduğuna en açık bir delildir. Şimdi bu
durumu görüp de, haşri inkârda ısrar edenin bu inkârından daha şaşılacak ne olabilir? 38
35 Fahruddin Râzi, Mefâtihu’l-Gayb, C 23, s. 246.
36 Çelik, Hakk’ın Daveti, C 5, s. 518.
37 bk. Bakara suresi, 161. ayet; En’âm suresi, 160. ayet.
38 Fahruddin Râzi, Mefâtihu’l-Gayb, C 23, s. 247-248.
67