Page 15 - Tefsir Okumaları 2. Ünite
P. 15
2. ÜNİTE
3. Ve bu güvenli Belde’ye:
Burada pek çok müfessirin kanaatine göre Hz. İsa (a.s.), Hz. Musa (a.s.) ve Hz. Muham-
med’e (s.a.v.) vahyin geldiği mukaddes yerlere yemin edilmektedir. Buna göre, “Tîn ve Zeytûn”,
her ne kadar bildiğimiz iki güzel meyvenin ismi olsa da, bundan maksat, bu iki meyvenin bolca
yetiştiği Şam ve Filistin bölgesidir. Çünkü Araplar arasında, incir ve zeytin yetiştirilen yerler olarak
bu bölgeler meşhurdu. Burası Hz. İsa’ya vahyin geldiği yerdir. “Tûr-i Sîna”, Hz. Musa’nın (a.s.)
Cenâb-ı Hak ile konuştuğu ve Tevrat’ı aldığı dağın ismidir. Ayrıca “sînîn” kelimesinin, güzel, mü-
bârek, kutlu manaları da vardır. “el-Beledü’l-Emîn” ise Resulullah’a (s.a.v.) ilk vahyin geldiği mu-
kaddes şehir Mekke-i Mükerreme’dir. 31
Hangi zamanda olursa olsun, vahyin gönderilmesinin hedefindeki tek varlık insan ve onun
irşadı olduğu için bu yeminlerden sonra insanın yaratılışına dikkat çekilir:
4. Muhakkak ki biz insanı en mükemmel biçimde yarattık.
Ayette geçen takvîm kelimesi; eğriyi doğrultmak, kıvama ve nizama koymak, kıymet biç-
mek, kıymetlendirmek gibi manalara gelir. Ahsen-i takvim terkibi ise en mükemmel bir biçimde
biçimlendirmek, en güzel bir surette yaratmak demektir. 32
Bununla ilgili olarak;
Mücahid ve Katade: Şekil ve duygularının güzelliği,
Ebubekir b. Tahir: Akıl, idrak ve iyiyi kötüden ayırt etme gücü ile süslenmesi,
İkrime: Gençliği ve kuvveti şeklinde yorumlar yapmışlardır. 33
Allah insanı en güzel şekilde yaratmıştır.
31 Muhtasar-ı İbn Kesîr, C 3, s. 654; Elmalılı, Hak Dini, C 9, s. 305-307.
32 Elmalılı, Hak Dini, C 9, s. 311.
33 Taberî, Câmi‘u’l-beyân, C 30, s. 307-308; Ebu Hayyan, Bahru’l-Muhit, C 8, s. 490.
65