Page 16 - Tefsir Okumaları 2. Ünite
P. 16
MEAL VE TEFSİRİ YAPILACAK BAZI SURELER
OKUMA PARÇASI
İnsanın mâhiyet ve aslına, insanlık âlemine derin bir bakışla bakılıp onun dış ve iç âlemin-
de bulunan incelikler tefekkür edildiğinde onun görünen ve görünmeyen âlemlerin hülasası,
yaratılış kitabına yazılmış son derece dikkat çekici ve etkileyici ibareleri kapsayan ve onlardaki
ilahi sırların olmuş-olacak bütün manalarını toplayan bir nüshası olarak görülür. İnsanın taşı-
dığı bu derin manayı Hz. Ali’nin (r.a.) söylediği şu mısralar ne güzel ifade eder:
ِ صبُت َلَف َ كْنِم َ كُئاَد و رُعْشَت َلَف َ كيِف َ كُئاوَد
ْ ْ َ ْ َ
رْكلا ُمَلاَعْلا ىوَطْنا َ كيِف و يرِغ َ ص ٌمرِج َ كَّنَا ُمُعْزَت
ٰ
ْ
َ ٌ
ُ َ
“İlacın sendedir de farkında olmazsın,
Derdin de sendendir fakat görmezsin,
Sanırsın ki sen sade küçük bir cisimsin
Oysa sende dürülmüş en büyük âlem.”
Bu bakımdan insandaki en güzel kıvam, onun sadece duygusuz olan suretinde değil, bun-
dan daha mühim bir şekilde onun hissiyâtında, özellikle güzelin, güzelliğin ne olduğunu an-
lamasında, bu duygudan hareketle güzellerin güzeli olan en güzel yaratıcıyı ve O’nun mutlak
güzellikle en güzel olan kemâl sıfatlarını tanıyıp O’nun ahlakıyla ahlaklanmasındadır. İnsanın
yaratıldığı andan itibaren ulaşabileceği en kemâl nokta budur. Ancak insan, ilk doğuşunda bu
olgunlukta değildir. O bu olgunluğa ve bu güzelliğe doğru ilerleme kabiliyetiyle donanımlı
olarak yaratılmıştır.
(Ömer Çelik, Hakk’ın Daveti, C. 5, s.517-516)
En iyisi, fiziki ve ruhi olarak her en güzel olanı içine alacak şekilde genellemedir. Bu süreç,
insanın anne rahminde safhalardan geçip yaratılışı tamamlandıktan sonra dünyaya gelişini taki-
ben belinin doğrulmasına, biçiminin güzelleşmesine, kuvvet ve melekelerinin gelişmesine kadar,
oradan da akıl, irfan ve ahlakıyla ilahi güzelliğe ermesine kadar sürüp gider.
5. Sonra onu aşağıların en aşağısına indirdik.
İbn Abbas (r.a.) şöyle der: “Cenab-ı Hak bu ayetiyle, erzel-i ömrü yani insan ömrünün en
düşkün, en zayıf zamanını ifade etmiştir.”
İbn Kuteybe ayetteki “sâfilîn”kelimesi ile güçsüzler, kötürümler ve çaresizlerin kastedildiğini
söyler.
Bu nakillere göre bu ayetle ihtiyar kimsenin bunayacağı; duymasının, görmesinin ve aklının
zayıflayacağı; çaresizlik içine düşeceği, artık sâlih amellerde bulunmaktan aciz kalacağı, böylece
de herkesin altında kalacağı anlatılmak istenmiştir. 34
34 Fahruddin Râzi, Mefâtihu’l-Gayb, C 23, s. 246.
66