Page 35 - Tefsir Okumaları 1. Ünite
P. 35
1. ÜNİTE
2. Bu mümkün değilse kendi dilimizdeki -bize göre Türkçe- mealleri okumak suretiyle
Kur’an’ın manasını anlayıp öğrenmeye çalışmak.
3. Kur’an’ın manasını daha iyi
anlayıp öğrenmek için genişçe yazıl-
mış tefsirleri okumak; yine Kur’an’ın
ele aldığı konularla alakalı yazılmış
kitap, makale ve tez düzeyinde özel
çalışmaları okuyup incelemek.
Biz burada, bu başlık altında ön-
celikle “Kur’an’ı anlamada mealler”in
yerini, gerekliliğini veya gereksizliğini;
yeterliliğini veya yetersizliğini açıklama-
ya çalışacağız:
Mealler, Arapça bilmeyen insanlara Kur’an’ın anlamını ulaştırmaya çalışan mütevazi çalış-
malardır. Tükçede Kur’an-ı Kerim’in tercüme edilmiş hâline “çeviri” yerine “meal” sözcüğü kulla-
nılır. Bunun nedeni meal kelimesinin aslına uygun değil de yakın çeviri anlamına sahip olmasıdır.
Buna karşın “tercüme” veya “çeviri” kelimeleri daha iddialıdır.
Tarih boyunca çeşitli meal çalışmaları olmuştur. İlk meal çalışması, sahabeden Selman-ı
Farisi (r.a.) tarafından yapılmıştır. O, sadece Fâtiha suresini Farsça’ya çevirmiştir.
Avrupa’da ilk meal çalışmaları 1141’de başlamıştır. Kur’an bu tarihlerde Latince’ye çev-
rilmiştir. İtalyanca’ya 1513, Almanca’ya 1616, Fransızca’ya 1647, İngilizce’ye 1648’de tercüme
edilmiştir. Bugün için yaklaşık olarak Almanca’da 47, İngilizce’de 51, Fransızca’da 31, Latince’de
36, Urduca’da 100’e yakın Farsça’da ise 100’ün üstünde meal vardır.
Türkçe’de ise şu an itibariyle 200’den fazla meal bulunmaktadır.
Bu çalışmalar, insanların Kur’an’ı okuma ve anlama çabasının çok eskilere dayanmakta
olduğunu göstermektedir. Zira konunun başında da belirttiğimiz gibi Kur’an’ın okunması, onun
anlaşılmaya çalışılması demektir.
Meallerin kesinlikle Kur’an’ın yerini tutma tarzında bir iddiaları yoktur, olamaz da zaten…
Çünkü Kur’an dilinin kendine özgü özellikleri vardır. Bu özelliklerin bir başka dile tam olarak
aktarılması mümkün değildir.
Kur’an’ın, bir başka dile tercüme edilmesi zor olan, bazen de mümkün olmayan özel-
liklerinden birkaçını şöyle sıralayabiliriz:
• Bazı kelimelerin birden çok anlama gelme ihtimali,
• Aynen tercüme edilemeyen, aksine genişçe açıklanması gereken yüzlerce müteşabih ayetin
olması,
43