Page 25 - Siyer 3. Ünite
P. 25

Ünıte 3

            9.2. Akabe Biatları

            Akabe’de Allah Resulü’ne (s.a.v)  tâbi olan altı Hazrecli sayesinde Yesrib’in her mahallesinde artık
            Hz. Peygamber’den bahsedilmeye başlanmıştı. Çünkü onlar Mekke’den döner dönmez tebliğe
            başlamışlar ve Yesriblileri Hz. Muhammed’in (s.a.v.)  risaletinden haberdar etmişlerdi. Bu daveti
            öyle iştiyakla yerine getiriyorlardı ki Yesrib’de Hz. Peygamber’in adının geçmediği tek bir ev bile
            kalmamıştı. Dolayısıyla şehirde İslam’ı kabul edenlerin sayısı da hızla artıyordu. Hazreclilerin
            önayak olduğu İslamlaşma sürecine Evsliler de ilgisiz kalmamış, hak din onların arasında da
            yayılmaya başlamıştı. 92

                     OKUMA PARÇASI


              Yemin etmek ve itaat edeceğine söz vermek anlamında kullanılan biat kelime-
              si “satmak, satın almak” anlamındaki fiilin mastarıdır. Bu anlamdan yola çıkarak
              Hz. Peygamber’e biat edenler için “Allah (c.c.)  onların canlarını ve mallarını karşılığında
              kendilerine cenneti vermek üzere satın almıştır...” (Tevbe suresi, 111. ayet.) denilmiştir.
              Bağlılık yemini olan biat, Resulullah’ın (s.a.v.)  şahsına değil aslında Allah’a (c.c.)  verilmektedir.
              Kur’an-ı Kerim’de “Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah’a biat etmektedirler. Allah’ın
              eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur.
              Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.” (Fetih
              suresi, 10. ayet.) buyrularak bu durum açıkça ortaya konulmuştur. Yine ayette belirtildiği
              üzere edilen yeminin gereğini yapanlar ödüllendirileceği gibi sözünden dönenler de ceza-
              landırılacaktır. Nitekim Hz. Peygamber Birinci Akabe Biatı’nda bu hususun üzerinde dur-
              muş, muhataplarına eğer sözlerini tutarlarsa mükâfatlarının Cennet olacağını müjdeledik-
              ten sonra ahitlerini bozarlarsa Allah’ın (c.c.)  bunu cezasız bırakmayacağı uyarısını yapmıştır.
                                                        (Âdem Apak, Siyer-i Nebî, C 1, s. 163.)

            Nihayet Hz. Peygamber’le görüşmek üzere sözleştikleri vakit gelince on Hazrecli ve iki Evsli
            Müslüman’dan oluşan on iki kişilik heyet Akabe’de Resulullah (s.a.v.)  ile bir araya geldiler. Allah Re-
            sulü (s.a.v.)  onlardan; Allah’a (c.c.)  hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek,
            çocuklarını öldürmemek, kimseye iftira atmamak, iyi işlerde kendisine karşı gelmemek üzere
            biat aldı. Bu ahitleşmeye Birinci Akabe Biatı denir. 93

            Allah Resulü (s.a.v.)  Mus’ab b. Umeyr’i yeni Müslüman olanlara dinlerini öğretmek ve tebliğ faa-
            liyetlerini sürdürmek üzere Yesrib’e gönderdi. Mus’ab (r.a.)  orada Esad b. Zürare’nin evine yerle-
            şerek eğitim ve tebliğ faaliyetlerine başladı. Mus’ab (r.a.)  ve ev sahibinin gayretleriyle Müslüman
            olan Sa’d b. Ubade ve Üseyd b. Hudayr gibi kabile liderleri Yesrib’de İslamlaşmanın oldukça hızlı
            bir şekilde gerçekleşmesinde etkili olmuştur.
                                                  94
            Birinci Akabe Biatı’ndan bir yıl sonra hac mevsiminde Mekke’ye aralarında ikisi kadın yetmiş
            beş Yesribli Müslümanın bulunduğu bir kafile geldi. Yesribliler, Hz. Peygamber’le geceleyin gö-
            rüşmek üzere sözleştiler. Dikkat çekmemek için konakladıkları yerden küçük gruplar hâlinde
            ayrılarak Akabe’ye gittiler. Hz. Peygamber’in yanında henüz Müslüman olmasa da kabilesinin
            büyüğü sıfatıyla Abbas b. Abdülmuttalib bulunuyordu. Arap kabile geleneği dikkate alındığında
            onun varlığı Hz. Peygamber için büyük bir destek niteliği taşıyordu. Allah Resulü (s.a.v.)  kendisini
            ve Müslümanları memleketlerine davet eden Yesriblilere “Eş ve çocuklarınızı nasıl koruyorsa-
            nız beni de o şekilde koruyacağınıza söz veriniz.” dedi. Bu konuda Hz. Peygamber’e güvence
            veren Yesribliler, bunun siyasi sonucunun Kureyş gibi kuvvetli bir düşman kazanmak olduğunu
            da biliyorlardı. Gecenin sonunda Hz. Peygamber onlardan himaye vaadi dışında kendisine her

            92  İbn Hişâm, es-Sîre, C 2, s. 72-73.
            93  İbn Hişâm, es-Sîre, C 2, s. 75; Belâzürî, Ensâb, C 1, s. 276.
            94  İbn Hişâm, es-Sîre, C 2, s. 76, 79-80; Belâzürî, Ensâb, C 1, s. 276-277.



                                                                                           79
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30