Page 17 - 10. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 3. Ünite
P. 17

ÜÇÜNCÜ ÜNİTE



                      Tevekkül;  insanın,  yapacağı  işle  ilgili  gerekli  tedbir  ve  sebepleri  yerine  getirdik-
                                                                                             60
               ten sonra her şeyin hikmetini bilen sonsuz kudret sahibi Allah’a (c.c.) bırakmasıdır.  Allah
               Resulü’nün hayatındaki en önemli esaslardan biri de tevekküldür. Bu tanıma göre sıcak ve so-
               ğuktan korunmak isteyenin giyinmesi, açlık ve susuzluğunu gidermek isteyenin yiyip  içmesi,
               ürün almak isteyenin tohum atıp tarlayı sürmesi gerekmektedir.

                      Sevgili Peygamberimizin tevekkül anlayışında iki aşama vardır.  Birincisi, bir işe baş-
               larken insanın yapması gereken şeyleri eksiksiz yerine getirmesidir. İ�kincisi ise işin sonucunu
               Allah’ın (c.c.) hikmetine ve rahmetine güvenerek teslim olmasıdır.
                      Hz.  Peygamber’in  bizlere  öğrettiği  bu  tevekkül  anlayışı  tembellikten  uzak,  çalışma
               merkezli ve gayret etmeyi teşvik eder mahiyettedir. Peygamberimiz kendi işini ihmal etmeden,
               özenle yapmış ve böyle yapmayı Müslümanlara tavsiye etmiştir. Ö, bir sahabinin “Ey Allah’ın
               Resulü devemi bağladıktan sonra mı tevekkül edeyim, yoksa bağlamadan mı tevekkül ede-
                                                            61
               yim?” sorusuna: “Deveni bağla öyle tevekkül et.”  demekle tevekkülde bize düşen görevleri
               yerine getirmenin gerekliliğini bize göstermiştir.


                                                                        Açıklayalım



                  Peygamber Efendimizin tevekkül anlayışını örnek vererek açıklayınız.



                      Hayatının her anında Allah’a (c.c.) dayanan ona zikir ve dua ile yönelen Sevgili Pey-
               gamberimiz “… Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et, ona daya-
                                                                 62
               nıp güven. Şüphesiz Allah tevekkül edenleri sever.”  ayetinin gereği, bir şeyin olması için
               gerekli olan sebeplere uymayı fiili bir dua olarak görürdü. Gerekli şartlara uymakla birlikte
               neticeyi de Allah’tan (c.c.) bekler ve sonucuna rıza göstererek tevekkül ederdi.
                      Yüce Allah’ı (c.c.) güzel isimleriyle anmak ve bu isimleri kalp ve dil ile söylemeye zikir
                     63
               denir.   Zikir; Kur’an okumak, namaz kılmak gibi ibadetleri de içerir. İ�nsanın manevi duygu-
               ların kaynağı olan kalp, sadece bedenimizdeki et parçası değildir. Kalp, kişinin yaratıcısı ile
               irtibatını sağlayan ilahı� sevginin merkezi ve vicdan, merhamet, insaf gibi birçok değerin yeşe-
               rip büyüdüğü ilahı� bir merkezdir. Zikir ise kalbi duyguları besler, ondaki değerlerin filizlenip
               yayılmasına vesile olan bir ibadettir.

                      Örganlarımız kalbimizin çalışmasıyla hayat bulduğu gibi manevi hislerimiz olan akıl,
               sevgi, sabır ve cesaret gibi ruhumuzda bulunan duygularımız da manevi kalbimizin çalışma-
               sıyla hayat bulur ve sağlıklı iş görebilir. Allah Resulü, bu gerçeği “Rabbini zikreden kimse ile zik-
                                                 64
               retmeyenin misali, diri ile ölü gibidir.”  hadisiyle bildirmiştir. Bu hadiste Allah’ı zikreden canlı
               bir kimseye, zikretmeyen ise ölüye benzetilmiştir. Bu sebeple Sevgili Peygamberimiz “Onlar

               60  bk. Dinı� Terimler Sözlüğü, s. 365.
               61  Tirmizı�, Kıyame, 60.
               62  A� l-i �mran suresi, 159. ayet.
               63  bk. Dinı� Terimler Sözlüğü, s. 400.                                                  83
               64  Buhârı�, Deavat, 66.
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22