Page 21 - 10. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 3. Ünite
P. 21
ÜÇÜNCÜ ÜNİTE
Peygamberimizin vefatından sonra Hz. Ebu Bekir’in (r.a.) halife seçilmesinde Hz.
Ö� mer’in (r.a.) büyük katkısı oldu. Herkesten önce kendisi ona biat ettiği gibi ashabın da ona
77
biat etmesini sağladı. Yalancı peygamberler ve dinden dönenlerle yapılan mücadelede Hz.
Ebu Bekir’in (r.a.) en büyük destekçisi oldu. Hz. Ebu Bekir (r.a.) Medine’de hukuk ile ilgili ko-
nularda onu görevlendirirdi. Hz. Ebu Bekir (r.a.) kendisinden sonra Hz. Ö� mer’in (r.a.) halife
olmasını vasiyet etti. Hz. Ö� mer (r.a.) halifeliğe layık olduğu için aynı zamanda İ�slam’a olan
hizmetleri dolayısıyla istişare sonucunda halife seçildi. Hz. Ö� mer (r.a.) halife olduğunda insan-
lara şöyle bir hutbe okudu: “Cenab-ı Hak, beni işlerinize vekil tayin etti. Yüce Allah’tan, sizin
haklarınızı korumak hususunda bana yardımcı olmasını niyaz ediyorum. Halifelik vazifesini
üzerime almış olmam, inşallah ahlakımdan hiçbir şeyi değiştirmeyecektir…” Bundan sonra el-
lerini açıp şöyle dua etti: “Allah’ım ben sert ve şiddetliyim. Bana yumuşaklık ihsan et. Ben
güçsüzüm, bana kuvvet ver. Ey Rabbim! İ�daresini üzerime aldığım bu ümmeti, doğru yola irşat
78
etmek için bana güç ve kuvvet ver!”
Görsel 3.9: Hz. Ömer Dönemi Fetihler
Hz. Ö� mer (r.a.) de Hz. Ebu Bekir (r.a.) gibi içtihatlarını çok defa şûrâ usulüyle yapardı.
Önun; Hz. Ali (r.a.) başta olmak üzere, Hz. Ösman (r.a.), Hz. Abdurrahman b. Avf (r.a.), Hz. Muâz
b. Cebel (r.a.), Hz. Ü� bey b. Kâ‘b (r.a.) ve Hz. Zeyd b. Sâbit (r.a.) gibi sahabenin ileri gelenlerinden
79
oluşan bir istişare meclisi bulunmaktaydı. Bu meclis, onun yöneticiliğinde halkının görüşle-
rine değer verdiğini, iyi ve güzel olanı bulmak maksadında olduğunu göstermektedir. Önun bu
tavrı, yönetiminin adaletle işlemesini sağlamıştır.
Hz. Ö� mer (r.a.) halifeliği süresince devlet hazinesinden ihtiyacı dışında hiçbir şey alma-
80
mış, orta halli bir hayat sürmüştür. Halifenin örnek yaşantısı insanların da İ�slamiyet’e olan
bağlılığını arttırmıştır. Böylece halkın ona olan sevgisini ve güvenini canlı tutmuştur. Önun dö-
neminde devletin ekonomik gücü artmış, halkın refah düzeyi yükselmiştir.
Bir meselede karar verirken kimsenin soy, ırk ve makamına bakmazdı. İ�slam devle-
tinde yaşayan Yahudi ve Hristiyanlar kanunlara uyduğu müddetçe, onların can ve mal güven-
liği devletin güvencesi altına alınmıştı. Hz. Ö� mer (r.a.) ile ihtiyar dilenci arasındaki şu hadise
gayrimüslimlerin hakkını koruduğunu göstermektedir. Hz. Ö� mer (r.a.) gayrimüslim ihtiyar bir
dilenci gördü ve yanına yaklaştı. Niçin dilendiğini sordu. İ�htiyar, cizye verdiği için fakir düş-
tüğünü, cizye verecek durumda olmadığını söyledi. Bunun üzerine Hz. Ö� mer (r.a.) hazineden
77 bk. İ�bn Hişam, Siret, C 4, s. 402- 406.
78 Ebu Nuaym el İ�sfehanı� , Hilyetül-Evliya, C 1, s. 54. 87
79 İ�bn Sa‘d, Tabakat,C 2, s. 350.
80 Mustafa Fayda, “Ö� mer md.”, TDV İ�slam Ansiklopedisi, C 34, s. 47.