Page 6 - Kelam 1. Ünite
P. 6
N NOT EDELİM
Kelam İlminin tarihi sürecini beş ayrı dönem hâlinde inceleyebiliriz:
Hz. Peygamber Dönemi
İlk Fikrî Hareketler ve İhtilaflar Dönemi
KELAM
İLMİNİN
DÖNEMLERİ Mutezile mezhebinin ortaya çıkışı
Ehl-i sünnet mezhebinin ortaya çıkışı
Yeni ilm-i Kelam Dönemi
Resulullah’a sorulan sorular, daha çok inancı kuvvetlendirmek ve dinî bilgilerini arttırmak içindi. Bu sebeple ashab,
vahiyden başka kaynağa ihtiyaç duymuyor, Peygamberimizin cevabı ile yetiniyordu. 9
Hz. Peygamber’in vefatı ile birlikte yeni bir süreç başlamıştır. Artık Müslümanlar bu süreçte inançla ilgili sorunların çözü-
mü için Kur’an ayetlerini yorumlamaya ve Peygamberimizin sünnetine yönelmişlerdir. Bu şekilde karşılaştıkları problemleri
çözmeye çalışmışlardır.
Hz. Peygamber’in vefatından hemen sonra gelişen fikrî ve siyasi olaylar, yeni anlayış ve farklı yorumları da beraberinde
getirmiştir. İlk dönem İslam âlimleri, bu yeni anlayış ve farklı yorumlara karşı İslam itikadını savunma ve açıklama ihtiyacı
duymuşlardır. Özellikle Raşid Halifeler Dönemi ve sonrasında İslam coğrafyasının hızlı bir şekilde genişlemesi, Müslüman-
lar’ın farklı kültürlerle karşılaşmasını da kaçınılmaz hâle getirmiştir. Bunun yanında tercümeler yoluyla Yunan felsefesinin
İslam dünyasında yayılması Müslümanlar arasında birçok farklı düşüncenin de ortaya çıkmasına neden olmuştur. Böylece
İslam toplumunda yavaş yavaş ihtilaflar ortaya çıkmaya başlamıştır.
Hz. Peygamber’in vefatından sonra başlayıp hicri birinci asrı içine alan bu süreç kelam ilminin doğmasına zemin hazır-
layan “ilk fikrî hareketler” devri olarak isimlendirilir. Bu dönemde yaşanan siyasi olaylar ve ihtilaflar nedeniyle ortaya çıkan
büyük günah işleyenin durumu, iman-amel ilişkisi, kader meselesi, insan fiilleri ve hilafet gibi meseleler, inançla ilgili bazı
tartışmaları ve farklı yeni yorumları da beraberinde getirmiştir. Böylece başta kelam ilmi olmak üzere diğer dinî ilimlerin
ortaya çıkış süreci de başlamıştır.
Bu dönemin en önemli ismi, İmâm-ı Âzam Ebu Hanîfe’dir (ö. 150/767). Onun inançla ilgili konuları ele alan en önemli
eseri ise Fıkh-ı Ekber adlı risalesidir. Ebu Hanîfe, fıkhı, “kişinin lehinde ve aleyhinde olan şeyleri bilmesi” şeklinde tarif
ederek ibadet, amel ve ahlak konularının yanında inanç konularını da fıkhın kapsamı içerisine almıştır. “Fıkh-ı Ekber” ise
onun terminolojisinde inanç konularını içeren ilmin adı olmuş ve sonraki dönemlerde usûlü’d-dîn ve kelam ilminin karşılığı
olarak da anılmıştır.
Hicri I. asrın sonları ile II. asrın başlarından itibaren Müslümanlar arasında görüş ayrılıkları artmış, siyasi ve itikadi
mezhepler ortaya çıkmaya başlamıştır. İslam düşünce tarihinde inanç konuları üzerinde düşünme ve bu alanda ilk defa akla
dayalı yöntemleri kullanma Mutezile ile başlamıştır.
9 A.Saim Kılavuz, Anahatlarıyla İslam Akaidi ve Kelama Giriş, s. 408.
16