Page 5 - Hüsnihat 2. Ünite
P. 5
2. ÜNİTE
VAV HARFİNİN SIRLARINI ÖĞRENELİM
Estetik duruşu ile yüzyıllardır hat sanatçılarının da gözdesi olan vav, aynı zamanda Hat
sanatının yazılması en zor harflerinden biridir. Vav harfi, ana rahmindeki çocuğun duruşuyla
neredeyse aynıdır. Vav, insanın ömrünün başlangıcını ve hayatının sonunu ifade eder. İn-
sanoğlu hayatının başında vav, ortasında elif, sonunda yine vav gibidir. Bunun yanında, eb-
cet hesabına göre “altı” anlamına gelir. İnançlı insanın altı Amentüsü, kainatın altı yaratılış
hikayesi gibi ayrıcalıklı bir noktaya işaret eder. Bu nedenle vav, kainatın da simgesi sayılır.
Vav harfi, Allah’ın Vahid ismini ve birliğini simgeler. İslam alimlerine göre tasavvufta 66
sayısı, Allah kelimesinin karşılığıdır.
Yan yana iki vav harfi 99 rakamına benzer ve yüce yaratıcıyı 99 ismiyle temsil eder.
Vav’ın birliğin ve dirliğin simgesi olması da buradan gelir.
BİR HİKAYE
Meşhur bir hikâyedir: Osmanlı Devleti’nin en bü-
yük hat sanatı ustalarından biri Hafız Osman’dır. Hafız
Osman, emekli olduktan sonra kafa dinlemek için o devrin en sakin
semtlerinden biri olan Üsküdar’a yerleşir. Fırtınalı bir günde kayıkla Beşiktaş’a
geçmek ister. Sahilden bir kayığa biner. Yol bitmek üzereyken kayıkçı ücretleri ister.
Fakat Hafız Osman, yanına para almayı unuttuğunu fark eder. Tabii artık çok geçtir.
Bir çare gelir aklına...
Kayıkçıya “Efendi, yanımda param yok, ben sana bir ‘vav’ yazayım; bunu
sahaflara götür, karşılığını alırsın.” der. Kayıkçı, yüzünü ekşitip söylenerek
yazıyı alır. Bir zaman sonra kayıkçının yolu sahaflara düşer. Bakar ki ya-
zılar, levhalar iyi fiyatlara alınıp satılıyor; cebindeki yazıyı hatırlar ve sa-
tıcıya götürür. Satıcı yazıyı alır almaz, ‘Hafız Osman Vavı’ diyerek açık
artırmaya başlar. Sonunda çok iyi bir fiyata satar. Kayıkçı, bir haftalık
kazancından daha fazlasını bu ‘vav’ ile kazanmıştır.
Gel gelelim, bir gün Hafız Osman karşıya geçmek istediğinde
yine aynı kayıkçıyla karşılaşır. Yol bitmek üzereyken ücretler
toplanır. Hafız Osman da parayı kayıkçıya uzatır. Kayıkçı,
“Efendi, para istemez; sen bir ‘vav’ yaz yeter.” der. Ha-
fız Osman, tebessüm ederek cevap verir kayıkçı-
ya: “Efendi, o ‘vav’ her zaman yazılmaz. Sen
dua et başka bir gün para kesemi yine
evde unutayım...”
Hâmid Bey’in sülüs bir levhası (Fecr Suresi - Ayet 27,28,29,30 )
32