Page 13 - Hüsnihat 2. Ünite
P. 13

2. ÜNİTE


            Arap alfabesinde sesli harfler olmadığı için Türkçedeki sesli harfleri ifade etmeye yö-
          nelik gerekli çalışmalar yapılmış, kısa ünlüler hareke ile, uzun ünlüler uzatma harfleri ile
          yazılmıştır. Zamanla harekelerin yerini hareke yerine kullanılan harfler almıştır.

            Arap alfabesinde olmayan  p, ç, j, o, ö gibi harfler için de yeni harfler ve işaretler ek-
          lenerek Arap alfabesinin Türk dilini en güzel şekilde yazıya aksettirmesine çalışılmıştır.
            Türkçe’yi yazmak için, tarihî süreci içerisinde gelişen ve belli kurallara bağlanan yazı
          çeşitlerinden biri kullanılmıştır. İlmî kitapların yazılmasında genellikle harekesiz nesih,
          edebî eserlerde ta’lik, üst düzey devlet yönetiminde divanî ve celî divanî kullanılmıştır.
                                                                                                      1
          Bunların dışında devlet memurları ve geniş halk kitleleri tarafından  günlük yazı ihti-
          yaçları için hep  rik’a yazısı kullanılmıştır. Rik’a yazısını kullananlar diğer yazı çeşitlerini
          kullananlarla kıyaslandığında çok büyük bir oranın çıktığı görülmektedir.

            Türkçeyi yazmak için rik’a yazısının en çok tercih edilmesinin nedeni en başta bu ya-
          zının böyle pratik bir ihtiyacı karşılamak üzere yine Türkler tarafından geliştirilmiş ol-
          masıdır. Yazıdaki bütün fazlalıklar ve teferruatlar atılarak harflerin bünyesi en küçük ve
          en basit hâle getirilmiştir. Bu sayede çok kolay yazılabilmesi sağlanmıştır. Yazılacak alan-
          dan tasarruf imkânı vermektedir. Yine bu alfabede harflerin birbirleriyle bitişmesinden
          dolayı seri yazılabilme ve zamandan tasarruf imkânı vermektedir. Sesli harfler yerine
          ilk başlarda yazılan harekelerin yazıdan kaldırılmış olması da yazmada büyük kolaylık
          getirmiştir.  Bu yönleriyle 1700’lü yıllardan beri rik’a  Osmanlı Türkçesinin  “el yazısı”
          olmuştur.
            Osmanlı döneminde yazarlar ve şairler  el yazısı olarak kullandıkları rik’a hattını çok
          güzel yazmışlardır. Meselâ Nâmık Kemal rik’a hattatları arasında sayılmıştır. Mehmed
          Âkif Ersoy’un çok güzel rik’a el yazıları görülmektedir. Arşivlerden de en fazla rik’a ile
          yazılmış belgeler çıkmaktadır. Geniş halk kitleleri günlük her türlü yazılarını  rik’a  ile
          yazdıkları için rik’a el yazıları işlek hâle gelmiştir. Böylece dillerde konuşulan güzel Türk-
          çemiz, satırlarda da en çok yine Türk icadı olan güzel rik’a  hattı ile yazılmıştır.

            3. 3. 4. Rik’a  Örneklerinin  Okunması

            Bugün İslam yazısını sadece sanat gayesi ile hüsn-i hatta ve din eğitim öğretiminde, La-
          tin harflerini de resmî ve günlük işlerimizde kullanmaktayız. Ancak  rik’a  yazısını yazama-
          sak bile okumayı öğrenmek son derece önemlidir. Çünkü rik’a hattı yüzyıllarca ecdadımı-
          zın Türkçeyi satırlara aktardığı yazı olmuştur. Resmî ve özel belgeler, kitaplar, mektuplar,
          dergiler, gazeteler  rik’a  el yazıları ile yazılmıştır. Arşivlerimiz bu belgelerle doludur. Eğer
          bu yazıyı okumayı öğrenmezsek atalarımızdan kalan kültür mirasının kapısını açıp onu
          devralamayız.  Dedelerimizden kalan arşiv belgelerini, bir yazıyı, berâtı, tapuyu, mektubu
          vb. okuyamayız. Kültürel köklerimizden kopmuş oluruz.

            Rik’a  metinlerinde  yazı her ne kadar Arap alfabesiyle yazılmış olsa da içeriğinde ya-
          zan dili Türkçedir. Dolayısıyla okumayı öğrenmek çok kolaydır. Bu Hüsn-i hat programı
          ve kitabı Osmanlı Türkçesini okumayı öğretmeye uygun değildir. Bu konuda ders veren
          kurumlardan veya yayınlardan yardım alınabilir.

          1    Mehmet Memiş, Osmanlı Türkçesi,  s. 4-15 , Sakarya Üniversitesi Yayınları, Sakarya 2012.
                                                       40
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18