Page 19 - Hadis Metinleri 4. Ünite
P. 19
İBADETLE İLGİLİ
HADİSLER
Açıklama
İlk hadisin, Ebû Ümâme tarikinin sonunda, “Dinini küçük bir dünyalığa satar.” yerine “Allah’ın
ِ
ِ
kendisini ilimle ihya ettiği kimse hariç.” (ِمــْلعْلاِب للا هاــيحَأ نــم َّلا ) cümlesi vardır.
51
ّٰ
ُ ُ َ ْ ْ َ
Salih amel; imanın gereğini hayata geçirmek
,maddi-manevi faydalı işler görmek, nezih, dürüst ve BİLGİ KUTUSU
erdemli davranmak demektir. Salih amelin, Allah ka- Fitne; ortaya çıkan sosyal kargaşa,
tında muteber olması imana bağlıdır. İman temeli üze- iç savaş gibi önemli olaylara ve kıyamet
re inşa edilmeyen bir yapı, fırtınalı bir günde havaya alametlerine dair haberleri ifade eden bir
savrulan kül yığınına benzer. Akaid âlimi Nesefî’nin, terimdir.
“Şeriatla alay etmek küfürdür.”, “Nassları reddetmek Aynı zamanda anarşi, bozgunculuk,
küfürdür.” veya “Günahı helal saymak küfürdür.” şek- bölücülük, günah, şirk, bela, imtihan an-
linde belirttiği ilkeler, insanı inkâra götüren sözlerden lamlarında da kullanılmaktadır.
ve mukaddes değerleri küçümsemekten uzak tutarak
iman ve tevhidi korumaya yöneliktir. Her devrin kendisine göre fitnesi
vardır. Fitneyi geçmişteki veya gelecekteki
Yüce Kur’an, salih amel sahiplerine arı, duru, belirli dönemlere has kılıp kendimizi hadi-
hoş bir hayat (hayatı tayyibe) vadeder: “Erkek ya da sin bağlamı dışında tutmamak gerekir.
kadın, mümin olarak salih amel işleyen kimseye hiç
şüphesiz arı, duru, hoş bir hayat tattıracağız.” Ne-
52
fis ve şeytani güç ise hayırlı ve faydalı işlerin hemen
yapılmayıp onların ertelenmesini ister. Birinci hadisle TARTIŞALIM
Rasûl-i Ekrem (s.a.v); fitne, fesat, zulüm ve zilletin hü- Yürümeyi öğrenmemiş bir çocuğu orta-
küm sürdüğü olağanüstü durum ve zamanlarda şirk ve ya bıraktığınızda düşüp düşmeyeceği; bo-
irtidat olaylarının yaşanmaması için salih amellerin sü- zulmuş bir yiyeceğin insanı rahatsız edip
ratle yerine getirilmesi gerektiğini öğretir. etmeyeceği hakkında ne dersiniz?
İslamiyet, vicdanlara hapsolunan bir inanç dün- Bu soruların cevabını, kader ve Allah’ın
yasını ve toplumsal hayattan soyutlanan bir din an- (c.c) ezelî ilmi çerçevesinde sınıfta konu-
layışını benimsemez. Aksine iman, ibadet ve ahlaka şunuz.
ilişkin pratikleri sosyal hayatta görmek ister. İslam
âlimleri arasında, amelin imandan bir cüz kabul edilip
edilmeyeceği tartışması bir yana, imanla amel arasında
sıkı bir ilişki bulunduğu konusunda görüş birliği var-
dır. İmanın, “kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve organlarla
amel” şeklinde yapılan tanımı bu ilişkiye işaret eder.
Zira amel ve ibadetlerin hedefi nefsi disiplin altına al-
mak, kalpteki iman nurunu koruyup güçlendirmek ve
ihsan derecesinde kulluk yapıp Allah’a (c.c) yaklaştır-
maktır. Faydalı amel, güzel söz ve olumlu davranışlarla
beslenen iman, kemal bulur ve kuvvet kazanır. Günah
ve haramlarla iç içe olan bir imanın nuru ise azalır ve
zayıf kalır. Nitekim yüce Rabbimiz şöyle buyurur: “Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri
titreyen, kendilerine Allah’ın ayetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp
51 Dârimî, Sünen, I, 82.
52 Nahl suresi, 97. ayet.
72