Page 24 - Hadis Metinleri 4. Ünite
P. 24
4. ÜNİTE
Demek oluyor ki tevbe kapısı mütemadiyen açıktır. Günahlardan arınmanın tek yolu tevbe ve is-
tiğfardır. Kulun yapması gereken şey, haddini bilip kusur ve hatalarını en aza indirmesidir. Ancak işlenen
günahtan tevbe etmenin üç şartı vardır: Günahı terk etmek, yaptığına pişman olmak ve tekrar yapmamaya
karar vermek. Bu üç şarttan birinin eksik olması hâlinde tevbe edilmiş olunmaz. Ayrıca işlenen günahta
kul hakkı olması durumunda tevbenin bir şartı daha vardır: Maddi veya manevi, mahiyeti ne ise onun hak
sahibine ödenmesi veya sahibi tarafından bağışlanması gerekir. Tevbe ve istiğfar ancak ihlasla, ihlas da
ancak salah (Allah’ın razı olduğu davranışların yapılması) ile mümkündür. Bu hususta Rasûl-i Ekrem’in
(s.a.v) bir uyarısı şöyledir: “Adam uzun yolculuklar yapmış, saçları dağılmış ve üstü başı toz toprak ol-
duğu hâlde ‘Ya Rab, Ya Rab!’ diyerek ellerini kaldırır ve semaya açar. Hâlbuki onun yediği haram, içtiği
haram, giydiği haram ve haramla beslenmiştir. Böyle bir adamın duası nasıl kabul olunur?” Aksi hâlde
72
yapılan tevbe ve istiğfarın, yeni bir tevbe ve istiğfara ihtiyaç duyacağı aşikârdır.
“Güneş batıdan doğmadan önce kim tevbe ederse
Allah onun tevbesini kabul eder.” ve “Allah, kulunun BİLGİ KUTUSU
73
tevbesini can boğaza gelmedikçe kabul eder.” ha- Esma-i hüsnadan birisi olan Tevvâb,
74
disleriyle tevbeye teşvik eden Rasûlullah (s.a.v), konu Allah’ın (c.c) tevbeleri kabul ettiği ve kulla-
hakkında şu önemli uyarıda bulunur: “Şüphesiz mümin rını tevbeye sevkettiği anlamına gelir.
günah işlediği zaman kalbinde siyah bir leke meydana
gelir. Şayet tevbe eder, kendini o günahtan çekip çıkarır
ve istiğfar (Allah’tan af ve mağfiret talep) ederse kalbi ARAŞTIRALIM
cilalanır, parlar. Eğer mümin günahı artırırsa kalbinde- Nasr suresini ve mealini okuyarak
ki siyah leke (o nisbette) çoğalır. İşte Allah Teâlâ’nın, surede geçen tesbih, hamd ve istiğfar kav-
‘Hayır! Doğrusu şudur ki yapıp ettikleri kalplerini ramlarını araştırınız.
kaplayıp karartmıştır.’ ayetinde zikrettiği rân budur.”
75
76
Bu ayet ve hadislerden sonra işaret edilmelidir ki imanın merkezi olan kalp, işlenen her günahla bir
yara alır. Bu yaraların tevbe ve istiğfar ile tedavi edilmemesi hâlinde kalp katılaşır ve ölür.
Zaman itibariyle özellikle seher vakti seçilerek iki rekat namaz kılınmalı, her şeyi görüp gözeten
Allah’a yönelerek samimi duygu ve gözyaşıyla tevbe ve istiğfar edilmelidir. Rasûl-i Ekrem’in (s.a.v),
ِ
ِ
ِ
ِ
abdest alır almaz Kelime-i Şehadet getirdikten sonra ”نــم يــنْلعجاو نــيِباوتلا نــم يــنْلعجا مــهللَا
َ َ ْ َ َ َّ َّ َ َ ْ َّ ُ
نيِرِهَطمْلا” (Allahım, beni çok tevbe edenlerden ve iyi temizlenenlerden eyle.) diye duada bulunması ve
ّ
َ
ُ
yaşadığı bir önceki manevi hâline ve neşvesine bakarak içinde bulunduğu ana işaret edip “Bazen kalbi-
min bulutlandığı (perdelendiği) olur. Ama ben Allah’a günde yüz defa istiğfar ediyorum.” demesi, ders
77
çıkarılması gereken bir öğüttür.
Ayrıca bilerek veya bilmeyerek mecliste konuşulan malayani şeylerin bağışlanması için en faziletli
ِ
ِ
ِ
ِ
zikirler arasında geçen ”بوــتأو كرفغتــسأ ،تــنَا َّ لا هــَلا َ ل نَأ دهــشأ ،كدــمحِبو مــهّٰللا كناحبــس
ْ
َ
َ
َ َ
ْ ُ
ُ ُ َ ُ ْ َ ْ َ ْ َ َ ْ َ َ َّ ُ َ ُ
ْ
ِ
كــيَلا (Allahım! Seni her türlü noksan sıfattan tenzih ve hamdinle tesbih ederim. Senden başka bir ilah
َ
ْ
olmadığını kesinlikle belirtirim. Senden bağışlanmamı diler ve sana tevbe ederim)” sözleriyle tesbih,
78
tevbe ve istiğfarda bulunmalıdır.
72 Müslim, Zekât, 65; Tirmizî, Tefsîr, 36; Dârimi, Rikâk, 9; Ahmed b. Hanbel, II, 328.
73 Müslim, Zikir 43.
74 Tirmizî, Deavât, 98; İbn Mâce, Zühd, 30; Muvatta’, Hudûd, 2; Ahmed b. Hanbel, II, 132.
75 Mutaffifîn suresi, 14. ayet.
76 Tirmizî, Tefsîr (sûre 83), İbn Mâce, Zühd, 29.
77 Müslim, Zikir, 41; Ebû Dâvûd, Vitir, 26.
78 Tirmizî, Deavât, 39.
77