Page 22 - Hadis Metinleri 4. Ünite
P. 22

4. ÜNİTE





                Gaflet ve unutmanın zıddı olan “zikir”, anmak ve
          hatırlamak manasına gelir. Zikir, kalbin hayatıdır. Gam         OKUYALIM-DEĞERLENDİRELİM
          ve kederin yerini huzur ve sükûnetin alması ancak zi-           Peygamber  Efendimiz  (s.a.v),  mü-
          kirle  mümkündür.  “Bunlar,  iman  edenler  ve  gönül-    minlerin birbirlerine dua etmelerini tavsi-
          leri Allah’ın  zikriyle  sükûnete  erenlerdir.  Bilesiniz   ye ve teşvik ederken birbirlerine beddua
          ki kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzur bulur.”        etmelerinden sakındırmış ve şöyle buyur-
                                                              60
          ayeti, bu konuyu açıklar. Şu ayette vurgulanan zikir de   muştur: “Mümine lanet etmek, onu öldür-
                                                                    mek gibidir.”
          insana güven duygusu ve yüksek moral gücü kazandırır:
          “Bir kısım insanlar, müminlere ‘Düşmanlarınız size                               (Buhârî, Edeb, 44)
          karşı ordu hazırladılar, aman sakının onlardan!’ de-            Rasûl-i  Ekrem’in  (s.a.v)  sadece
          diklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha artır-     müşriklere  beddua  ettiği  bilinmektedir.
                                                                    Mesela  Ahzâb  Günü’nde  Hendek  Sava-
          dı ve ‘Allah bize yeter. O ne güzel vekildir (انبــسح     şı’nda  müşrikler  hakkında  Allah’tan  (c.c)
                                                         َ
                                                          ُ ْ َ
              ِ
                      ِ
          لــيكوْلا مــعن و للا).’ dediler.”   Ayrıca yüce Kur’an,  şu niyazda bulunur: “Ey kitabı indiren ve
                                         61
           ُ
                           ّٰ
                   َ ْ َ ُ
               َ
          Allah’a (c.c) yönelen ve gerçeğe ulaşan mutlu kimseleri   hesabı süratli olan Allah’ım, (İslam’a karşı
          şöyle niteler: “Bunlar, iman edenler ve Allah’ı zik-      toplanan) hizipleri dağıt ve hezimete uğrat.
          rederek gönülleri huzura kavuşanlardır. Bilesiniz ki
                                                                                                          َّ
          gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur.”  62    Allah’ım onları dağıt ve onları sars! (مــهّٰللا
                                                                                                         ُ
                                                                                                        َّ
                                                                                                    ِ
                                                                                      ِ
                                                                             َّ
                 Rasûlullah’ın (s.a.v) selam verip namazdan çı-     مِزــها مــهّٰللا  ِ باــسحْلا عيِرــس  ِ باــتكْلا  َ لِزــنم
                                                                                                           ْ
                                                                       ْ
                                                                                                   َ
                                                                                          َ
                                                                            ُ
                                                                     ْ
                                                                                              َ
                                                                                    َ
                                                                                                            ُ
                                                                          َّ
          kınca üç defa istiğfâr ettikten sonra:                    مــهْلِزْلزو مــهمِزها مــهّٰللا بازــحَ ْ لا)“
                                                                     ْ  ُ  َ  َ ْ  ُ ْ  ْ  َّ  ُ  َّ  َ َ ْ
                                                                       (Buhârî, Cihad, 98; Müslim, Cihad, 156)
          اَذ اي تْكرابت م َ لاسلا  َ كنِمو م َ لاسلا تْنَا مهللَا“
                       َ
                                                 َ
              َ َ
                                                       ُ
                                   ْ َ ُ
                    َ َ ُ
                                            َّ
                             َّ
                                                     َّ
                                            ”مارْكِ ْ لاو  ِ ل َ لاجْلا
                                                            َ
                                              ِ
                                                     َ
                                                َ
                (Allah’ım selam sensin. Selamet ve esenlik sen-
          dendir. Ey azamet ve kerem sahibi Allah’ım, sen ha-
          yır ve bereketi çok olansın.) dediği de meşhurdur. Bu
          hadisin ravilerinden biri olan Evzâî’ye, “İstiğfar nasıl
          yapılır?” diye sorulunca “Estağfirullah, estağfirullah ,
          estağfirullah demektir.” diye cevap verirdi.
                                                    63
                Esasen zikir, çerçeve itibariyle geniş bir kavram-
          dır. Namaz başlı başına bir zikirdir. Cuma namazı ve
          hutbesi bir zikirdir. Kur’an-ı Kerim’i okumak ve onun
          mesajlarını  alıp  uygulamak,  en  faziletli  zikirdir.  Dinî
          meseleleri öğrenmek, müzakere etmek ve bunun eğitimini yapmak bir zikirdir.  Aynı şekilde, “Namazını-
          zın bir kısmını evlerinizde kılınız da oraları kabirlere çevirmeyiniz.” ve “Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz.
          Şüphesiz şeytan, içinde Bakara suresi okunan evden kaçar.” hadisleri hayata geçirilerek evler kabir ol-
          maktan kurtarılmalı; ilim, zikir ve tesbihata devam ederek, Kur’an okuyarak, namaz kılıp dua ederek ora-
          lar feyiz ve bereket mekânlarına dönüştürülmelidir. Bu konuda ömür boyu unutulmaması gereken hadisi
          60 Ra’d suresi, 28. ayet.
          61 Âl-i İmrân suresi, 173. ayet.
          62 Ra’d suresi, 28. ayet.
          63 Müslim, Mesâcid, 135; Ebû Dâvûd, Vitir, 25; Tirmizî, Salât, 108; Nesâî, Sehv, 81-82; İbn Mâce, İkâme, 32.
                                                           75
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27