Page 10 - Hadis 2. Ünite
P. 10

HADİS






                                       3. Hadis ve Sünnetin Bağlayıcılığı


               Sünnet; Kur’an’dan ayrı ve bağımsız bir şey olmadığı gibi Kur’an’a bir ilave de değildir.
            Sünnet, Resul-i Ekrem’in Kur’an’dan anladıklarını hayat haline getirmeleridir. Şu da unutul-
            mamalıdır ki sünnet; İslam’ın itikat, ibadet, muamelat ve ahlak şeklinde sistemleştirilen tüm
            yönlerini kapsar. Yine sünnetin tamamı olmasa bile bir bölümünün vahiy kaynaklı olduğu
            inancı daima akılda tutulmalı ve önemsenmelidir.

               Meselâ Hubâb b. Munzir, Bedir Gazvesi sırasında Resulullah’ın orduyu konuşlandırdığı
            yer ile fikrini söylemeden önce "Bu bizim konakladığımız yer herhangi bir şekilde değişiklik
            yapamayacağımız Allah’ın seni yönelttiği bir yer mi yoksa senin görüşün mü?" diye sormuş-
            tur. Hubâb, söz konusu tercihin Allah Resulü’nün kendi görüşü olduğunu anlayınca farklı bir
            yer teklif etmiştir.  Benzer şekilde Hendek Gazvesi’nde Gatafanlılarla Medine’deki hurma
                              40
            mahsûlünün yarısı karşılığında anlaşma yapmak isteyen Hz. Peygamber’e bazı sahâbîler, bu-
            nun Allah’dan gelen bir vahiy olmadığını öğrenince kendi görüşlerini söylemişlerdi. 41

               Sünnetin  bağlayıcılığını  kabul  etmede
            temel ilke şudur: Allah'ın (c.c.) elçiliği gö-      DEĞERLENDİRELİM
            revinin  gereği  olarak  Resulullah’ın  (s.a.v.)
            yaptıkları iyi bilinmelidir. Bu nitelikte olma-  Peygamberimiz visal orucu (iftar etme-
            yanlar ise tam bir vukufla tespit edilmeli-   den iki gün üst üste) tutuyordu. Sahabe
            dir. Ancak bunun en zor işlerden biri oldu-   de  onunla  savm-ı  visal  tutmaya  başladı.
            ğu ve bu konuda farklı düşüncelerin ortaya    Resulullah  bunu  görünce  sahabenin  bu
            çıkacağı, bunun da anlayışla karşılanması     orucu tutmasını yasakladı. Ancak sahabe
                                                          bu yasaklamanın sebebini pek anlayama-
            gerektiği daima hatırlanmalıdır.              mış olacak ki:
               Ebu Hüreyre’den rivayet edilmiştir:           “Ya Resulallah, sen de visal orucu tutu-

               Resul-i Ekrem Efendimiz bize hitap etti    yorsun.” diyerek bu oruca devam etmek
            ve şöyle buyurdu:                             istediklerini belirttiler. Bu durum karşısın-
                                                          da Allah’ın Elçisi onlara şöyle cevap verdi:
               “Ey müslümanlar! Size hac farz kılınmış-      “Ben sizin gibi değilim. Beni Rabbim ye-
            tır, o halde hac yapınız.” Bir adam:          dirir ve içirir.”

               "Her sene mi, Ya Resulallah?" dedi.                                (Buhârî, İ’tisâm, 3.)
               Resulullah cevap vermeyip sustu. Adam         Bu olayı sünnetin çeşitleri ve bağlayı-
            sorusunu üç defa tekrarladı. Bunun üzeri-     cılığı bakımından değerlendiriniz.
            ne Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

               “Şayet 'Evet' desem, mutlaka farz olurdu, tabiî sizin de buna gücünüz yetmezdi.” buyur-
            dular. 42





            40 İbn Hişâm, Sîre, C 2, s. 238.
            41 İbn Ebî Şeybe, Musannef, C 7, s. 378.
            42 Müslim, Hac, 412.



                                                       46
   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15