Page 7 - Hadis 2. Ünite
P. 7

SÜNNETİN KONUMU





               Peygamberlere  duyulan  ihtiyaç  ve  onlara  yükle-
            nen görev, Huzeyfe b. el-Yeman’dan nakledilen şu ha-        TARTIŞALIM
            diste de çok güzel biçimde açıklanmıştır;

               Resulullah şöyle buyurmuştur:                          Allah (c.c.) insanlara peygam-
               “Emanet görevi insanların kalplerine yerleştirilmiş   ber  göndermek  yerine  kutsal
            ardından Kur’an indirilmiştir. İnsanlar emanet yüküm-  kitapları  bize  sadece  melekler
            lülüklerini Kur’an’ı okuyarak ve sünnetten öğrenerek   aracılığıyla  ulaştırsa  ne  olurdu?
                                                                   Tartışalım.
            yerine getirebilirler.”  28

               İnsan, Allah’ın (c.c.) kendisine emanet ettiği dünya
            hayatındaki görev ve sorumluluklarını yerine getirme konusunda yaratılıştan gelen bir takım
            yeteneklere sahip olsa da yapması gerekenleri Kur’an-ı Kerim’den okuyarak öğrenmeye ihtiyaç
            hisseder. Ancak Kur’an-ı Kerim’de anlatılan esasların hayata nasıl geçirileceğini sünnetten yani
            Peygamberimizin (s.a.v.) yaşantısından öğrenebilir.

               Hz. Peygamberin yol gösterici vasıflarının anlatıldığı bir diğer hadis ise şöyledir:
               Câbir b. Abdullah’tan nakledildiğine göre Resulullah bir hutbesinde şöyle buyurmuştur:

               “Sözlerin en hayırlısı Allah’ın kitabıdır. Hidayetin en hayırlısı da Muhammed’in (s.a.v.) hida-
            yetidir.”
                    29
               Dikkat edilirse bu hadiste Kur’an-ı Kerim’den “söz”, sünnetten ise “hidayet” olarak söz edil-
            miştir. Dolayısıyla Kur’an’ın bizi yönlendirdiği yolun hayata geçmiş hali Peygamberimizin (s.a.v.)
            sünnetinde yer almaktadır. Peygamberimizin (s.a.v.) yol göstericiliği olmasa, Kur’an-ı Kerim’i
            doğru anlamak ve hayata nasıl geçireceğimizi bilmek mümkün olmayacaktı.

               Hz. Peygamber, sünneti; “Kur’an’ın bir benzeri” olarak tarif etmiştir. Çünkü sünnet, adeta
            yaşayan Kur’an’dır. Peygamberlerin yaşam tarzını dikkate almadan Kur’an’ı anlamak ve yaşa-
            mak isteyenlerin nasıl hatalı bir yola girdiklerini Resulullah şöyle izah etmiştir:

               “Dikkat edin! Bana Kitap ile beraber onun bir benzeri de verilmiştir. Dikkat edin, yakın-
            da rahat koltuğuna yaslanmış karnı tok bir adam size ‘Sadece Kur’an’a bağlanmak gerekir.
            Kur’an’da helal bulduklarınızı helal, haram bulduklarınızı haram sayın’ diyecektir. Dikkat edin!
            Allah’ın Resulünün haram kıldıkları da Allah’ın haram kıldıkları gibidir.”
                                                                               30
               Öte yandan Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sünnete bağlılığın cenneti kazanmanın anahta-
            rı olduğunu ifade etmiştir. Bu hususta Enes b. Malik’ten nakledildiğine göre Resulullah “Kim
            benim sünnetimi sever ve yaşatırsa beni sevmiş olur. Beni seven de cennette benimle beraber
            olur.”  buyurmuştur.
                 31
               Artık sünnetin dindeki yerine, bağlayıcılığı ve evrenselliği gibi konulara geçebiliriz.






            28 Buhârî, Rikak 35; Müslim, İman, 230.
            29 Müslim, Cuma, 43.
            30 Ebu Davud, Sünnet 6; Tirmizî, İlim 10.
            31 Tirmizî, İlim 16; İbn Mâce, Mukaddime 15.


                                                       43
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12