Page 12 - Fıkıh Okumaları 6. Ünite
P. 12

FIKIH OKUMALARI






                                                                        TEMEL AYET
                           Allah Teâlâ buyuruyor ki: “İnsan, (öldükten sonra çürüyüp yok
                           oldu diye) kemiklerini (yeniden yaratıp) bir araya toplayamayız
                           mı sanıyor?   Evet, Biz onu, parmak uçlarına varıncaya kadar bü-
                           tün incelikleriyle yeniden yapmaya (yaratıp diriltmeye) kadiriz.”
                                                                (Kıyamet suresi, 3-4. ayet.)



                 Ölümümüzle birlikte çürüyüp yok olacak olan organlarımız kudreti sonsuz Rabbimiz tarafından
          yeniden diriltilecektir. Böyle olunca bizden alınıp bir başkasına verilen organımız da hem bizim için ve
          hem de o kişi için ayrı ayrı yeniden diriltilebilir. Benim organım benim için diğer kişiye nakledilen organ da
          o kişi için şahitlik edebilir. Sonsuz kudret sahibi için bu çok kolaydır.

                 Vücudumuz yaptığımız işler için birer alet mesabesindedir. Esas sorumluluk bu organlarımızı yö-
          neten ve yönlendiren ruhumuzdadır. Bizler hür irademizle iyi veya kötü işler yaparız. Bu işleri yerine geti-
          ren el ve ayak ve diğer organlarımız ruhumuza bağlı olarak irademiz istikametinde bunları yapar.


                  Hayat hakkı tüm dünyada ortak olarak temel insan hakkı olarak kabul edilmektedir. Kişinin haya-
          tını devam ettirmesi, bu amaçla tedavi görmesi en temel insan hakkıdır. Bu konuda onun mensup olduğu
          din, ırk, milliyet, renk, kabile gibi unsurlar bu hakkı kullanmasına engel değildir. Bu temel insan hakkını
          insanlığa öğreten bizim yüce dinimizdir. İnsan, insan olduğu için saygın ve mükerremdir ve bu saygınlığı
          sebebiyle varlığını devam ettirme konusunda hukuki güvenceye sahiptir. Yasal bir gerekçe olmadan kimse
          başka birinin varlığını ihlal edemez. Tedavi amacıyla organ veren veya organ verilen şahsın fasık veya gayri
          müslim olması durumunda ne bu tedaviyi uygulayan doktor ve ne de organı bağışlayan kişi veya yakınları
          sorumlu olmaz. Sorumlulukta herkesin kendi hür iradesi esastır. İslam tedaviye önem vermiş, her insana
          tedavide eşit haklar tanımış, bir insana hayat vermeyi bütün insanlığa hayat verme gibi görmüştür.


                 Organ naklinin fıkhî yönü: İnsan mükerrem (saygın), hürmete layıktır. İnsan olması yönüyle saygı
          gösterilmesi gerekir. Hayat hakkı bulunmakta olup meşru bir sebep olmadan, canı, vücut bütünlüğü, malı,
          ve diğer hakları ihlal edilemez. Hangi suçu işlerse işlesin kesinlikle işkenceye maruz bırakılamaz. Herhangi
          bir organına zarar verilemez. İnsan vefat ettikten sonra cesedi de aynı şekilde dokunulmazdır. Ölmek in-
          sanın mükerrem oluşunu (saygınlığını) ortadan kaldırmaz. Vefat eden kimsenin vücuduna karşı yapılacak
          herhangi bir şeyi ne duyması ve ne de hissetmesi söz konusu değildir. Bununla birlikte onun mükerrem
          (saygın) oluşu sebebiyle cesedine zarar verilemez, zaten ölmüş diyerek organları kesilip parçalanamaz.
          Ölenin cesedi hürmet ve saygı içinde yıkanır, kefenlenir, güzel kokular sürülür ve ebedî istirahatgâhı olan
          mezarına yine aynı saygı ve hürmet içinde dinimizin belirlediği kural ve kaideler çerçevesinde defnedilir.




                                                                      TEMEL AYET


                              Allah Teâlâ buyuruyor ki: O gün dilleri, elleri ve ayakları,
                              yapmış oldukları (günahlardan) dolayı aleyhlerinde şa-
                              hitlik edecektir.
                                                               (Nur suresi, 24. ayet.)





                                                          152
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17