Page 34 - Fıkıh Okumaları 3. Ünite
P. 34
3. ÜNİTE
lerdir. Rükünlerin tamamı, usu lüne göre yapılmadıkça, ceza ve kefaret ödemekle hac sahih
olmaz. Böyle bir durumda eksik kalan rüknün tamamlanması veya haccın kazası gerekir.
Haccın vacipleri: Hanefi Mezhebi’ne göre Safâ ve Merve arasında sa‘y, müzdelife vak-
fesi, akşam ve yatsı namazlarının cem‘-i te’hir ile kılınması, minada şeytan taşlama (remy-i
cimâr), saçların tıraş edilmesi veya kısaltılması ve veda tavafı haccın vaciplerindendir.
Haccın sünnetleri: Hacda farz ve vacipler dışında kalan diğer menâsik haccın sünnet-
leridir. Hanefi Mezhebi’ne göre haccın başlıca sünnetleri kudüm tavafı, hac hutbeleri, are-
fe gecesini Mina’da geçirmek, bayram gecesini Müzdelife’de geçirmek (diğer üç mezhepte
ise vaciptir), hac sonunda Mina’dan dönüşte, Mekke girişinde, Cennetü’l-muallâ ci varında,
Muhassab denilen vadide bir süre dinlenmektir (tahsîb). Sünnetlerin yerine getirilmesi hac-
cın sevabını arttırır. Mazeretsiz terki mek ruh olsa da bundan dolayı herhangi bir maddi ceza
gerekmez.
Haccın cinayetleri: İhramlı iken Harem bölgesinde yapılması yasak olan şeylerin yapılma-
sıdır. Cinayet cezayı gerektirir. Hac esnasında işlenen kimi cinayetler, haccın bozulmasını ve
kazasını gerektirirken, kimileri ağırlık derecesine göre çeşitli ceza ve kefareti gerekti rirler.
Cinayetin durumuna göre ödenmesi gereken kefaret ve cezalar şunlar dır: Kaza, bedene,
dem, sadaka, bedel ödeme ve oruç. Hangi ihlallerin hangi ceza veya kefareti gerektirdiği
fıkıh kitaplarında hac ve umre konusunda “Cinayetler” başlığı altında ele alınır.
Haccın adabı: Hac farizası helal kazanç ile eda edilmelidir. Üzerlerinde kul hakkı bulu-
nanlar yola çıkmadan önce hak sahipleri nin haklarını ödeyerek onlarla helalleşmelidir. Bir
daha işlememek azim ve kararı ile günahlara tövbe edilmelidir. Gösterişten sakınmalı, mü-
tevazı ve ihlaslı olmalı dır. Gerek yolculukta gerek hac esnasında başkalarıyla tartışmaktan
ve kırıcı davranışlardan sakınmalıdır. Boş ve faydasız şeylerle meşgul olmayıp vakitler ibadet
ve faydalı işlerle değerlendirilmelidir.
Hacda vekâlet: İbadetler yalnız bedenle, yalnız mal ile veya hem beden hem de mal ile
yapılanlar olmak üzere üçe ayrılır. Hangi şekilde yapılırsa yapılsın, ibadetin sevabı başkasına
bağışlanabilir. Kendisine sevap bağışlanan kişi de bundan yararlanır. Namaz, oruç, itikâf gibi
sadece bedenle yapılan ibadetlerde vekâlet mutlak olarak caiz değildir. Hiç kimse başkası
adına, onun yerine oruç tu tamaz, namaz kılamaz. Bu tür ibadetlerin vekâleten yapılması ile
yükümlü nün sorumluluğu kalkmaz. Zekât, kurban, sadaka gibi yalnız mal ile yapılan ibadet-
lerde vekâlet, mutlak olarak caizdir. Bir kimse zekâtını bizzat verebileceği gibi kendi adına
vermek üzere başkasını vekil de edebilir. Hac gibi hem bedenî hem de malî ibadetlerde
ise, yükümlünün bizzat edadan aczi hâlinde vekâlet caizdir; aksi halde caiz değildir. Ölüm,
yaşlılık, devamlı hastalık, kadınların birlikte yolculuk yapacak mahremlerinin bu lunmayışı
gibi sebeplerle bizzat haccedemeyecek kimseler adına vekâleten yapı lan hac, onlar adına
yapılmış olur.
Medine’de Mescid-i Nebî’yi ve Peygamberimiz’in Kabrini Ziyaret: Hac veya umreye
giden Müslümanın, Mekke’ye gitmeden önce veya sonra Medine’de Mescid-i Nebî’yi ve Hz.
Peygamber’in kabrini de ziyaret etmesi müstehap görülmüştür. Medine-i Münevvere, Re-
sul-i Ekrem Efendimizin hicret yurdudur. Allah resulünün hicret yurdunu görmek, yürüdüğü
83