Page 8 - Fıkıh Okumaları 2. Ünite
P. 8
FIKIH OKUMALARI
Allah’a bağlar.
Günlük beş vakit namazın pek çok hikmeti vardır. İnsan, sabah uyandığında yeni bir
hayata kavuşmuş ve karanlıktan aydınlığa çıkmış bir ruh hâli ile güne ve işine başlamaktadır.
Bu hayatı insana bahşeden ise onu ve her şeyi yaratan Yüce Allah’tır. İnsan, bu hayat nimetine
şükretmeli, günlük işlerinde iyilik ve hayır dilemeli, hayata iyi bir başlangıç yapmalıdır. Onun
için dinimiz pek çok hikmetin yanı sıra günü ibadet ile başlatmak maksadıyla Müslümanları
sabah namazını kılmakla yükümlü tutmuştur. Dünyaya dalmış olan insanın imdadına günün
en yoğun saatlerinde öğle ve ikindi namazları yetişmektedir. Günlük uğraşılar genellikle ak-
şam olunca son bulmaktadır. Akşam namazı ile günün ibadetle bitirilmesi hedeflenmiştir. İn-
san sonra istirahat etmek üzere uyku âlemine varacaktır. İşte uyku âlemine varmadan önce,
bir günlük hayatı yine bir ibadetle noktalayıp Rabbine sığınmak üzere yatsı namazı kılınır.
Böylece, bir günlük zaman diliminde, maddi hayat ile manevi hayat arasındaki denge güzel
bir şekilde beş vakit namaz ile kurulmuş olur.
2.1. Namaz Vakitleri
Kur’an’da namaz vakitlerine işaret eden
birçok ayet vardır. Her bir namaz vaktinin
başlangıç ve sonu açıkça belirtilmemiştir.
Yerkürenin şekline göre namaz vakitleri
her yerde farklılık arzetmektedir. Namaz
vakitlerinin başlangıç ve sonu Peygambe-
rimiz’in uygulamalarından öğrenilmiştir.
Peygamberimiz bu vakitleri, kendisine
Kâbe’de iki gün imamlık yapan Cebrail
(as)’den öğrenmiştir. 16
1. Sabah namazının vakti; ikinci fecrin
meydana gelmesiyle, yani tan yerinin
ağarmasıyla başlar, Güneşin doğmasıy-
la son bulur. Fecir, sabaha karşı doğu uf-
kuna yayılmaya başlayan bir aydınlıktan
ibarettir. Bununla sabah namazının vakti
girmiş olur. Güneşin doğmaya başlama-
sıyla sabah namazının vakti biter.
2. Öğle namazının vakti; Güneşin gökyüzünde çıktığı en yüksek noktadan batıya doğru
meyletmesiyle başlar. Bu vaktin sonu ile ilgili iki görüş vardır. Ebu Yusuf, İmam Muhammed ve
İmam Şâfiî’ye göre öğle vakti, cisimlerin gölgesi bir misli uzayıncaya kadar devam eder. Ci-
simlerin, Güneş tepe noktasında iken yere düşen gölgesine fey-i zeval denir. Öğlen namazının
son vakti hesap edilirken fey-i zeval dikkate alınmaz. Böylece, fey-i zeval hariç, cisimlerin göl-
gesi kendilerinin bir misli olunca öğle vakti çıkmış, ikindi vakti girmiş olur. Buna “asr-ı evvel”
(birinci ikindi) denir. Ebu Hanife’ye göre ise öğle vakti, fey-i zeval dışında, cisimlerin gölgesi
iki katına uzayıncaya kadar devam eder. Buna da “asr-ı sani” (ikinci ikindi) denir. Bu görüş
farklılığı dikkate alınarak, öğle namazını her şeyin gölgesi, fey-i zeval dışında, gölgesi bir misli
olana kadar geciktirmemek; ikindi namazını da her şeyin gölgesi, fey-i zeval dışında, iki misli
olmadıkça kılmamak daha iyidir.
16 Tirmizi, Salat,1/149; Ebu Davud, Salat 2/393.
34